Mızrabın nefesi, ruhun dinmeyen hicran kadresi!Billur sokağına sığınıyorum İçimi titreten ibrete şahit olunca, mefkurem ağlayınca Bin hüzün zerkediyor nefesler, keşkelere taş çıkartan hevesler ve yorgun hisler Akıp giden zamana, yitip giden merama, umuttan arileşen hüsrana mağluptur didinişler Elhak sual etmeliyim Muhakeme etmek için akıl ve izanı fikre ve saike yöneltmeliyim Beni benden alan, ruhumu hicrana koyan, kalbimi hazanın sedasına ram edene ermeliyim Hiçlikten biçtiğim ne varsa, hilm vazgeçemediğim sadıksa, ihsana feda etmeyide öğrenmeliyim Hu derken, kalp ayni olmalı Zikrederken nefesi yormamalı, hal ecrine kanmak için inayetle yarışmalı Lal olmuş bir dilin, kalpten südur eden hayretin, irfana sevk eden malikin aşkına kanmalı Sahipsiz kim vardır, yitik umutlar hangi meramın tortularıdır, elbet gün kararır, fecir ıslanmalı Mızrap aşk-ı melaldir, hal-i figandır Kalp ne kadar latifse, ruhun aşka abad olmuş bir sevda sadığıdır Akıl irfanla farktır, izan ibrete ram olan sedadır, azim şevkinde meşki yaşatmalıdır Sürur ne kadar naif ikramdır, ruh ve kalp adına sefa ettiren sevdanın umut tacıdır, ülfet-i aşktır Mahzun nefes, umutla yol alır Sabırla yoğrulup hal lisanında hamurlaşır, kalp inşirah ile aydınlanır Edep en zaruri azıktır, ruhundan akseden kitaptır, akıl kalbin mekanı nurla anlamlaşır Fenafillah olan, masivaya bel bağlamayan, iradesiyle hakka kul olan ancak sevdasında sadıktır Ruhun hakkın nurundandır Kalbin nazargah kılınmak için emanet edilen ummandır Ancak fark eden, ferasetiyle kal eyleyen, edebi her bakımdan hak gören manidardır Üşüten bir vakit vardır, sırrına aşina olmak aklın ve iradenin sadrına taliptir, kul olmak nasiptir Mustafa CİLASUN |