(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yeşilmişik şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yeşilmişik şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Başlıkla alaka kurmaya çalışıyorum. Dediğiniz gibi son satıra bakıyorum. Fakat sırra eremiyorum. Oysa biliyorum ki, yazarımız önemli bir yerinden yakalamış düşünceyi. İdamlığa çok yaşa denmesi, kurbanlığa kesilmeden önce yem verilmesi gibi birşey. Biliyorum arada ince bir detay var iki durumu ayıran. Ama yine de ikisi de ölümden önce gereksiz kutusuna atılacak şeyler.
Şu an saçmalamış olabilirim. Saat 17 oldu sayılır. Gün boyu yönetmelik okumaktan şiire konsatre zor oldu sanki. Hazır bulmuşken, uzun zamandır öykü eklemediğinizi düşünüyorum. (Bu bir ricadır.) Saygılar.
Başlık küçük bir oyun üzerine kurulu, ilk bakışta (ya da ikinci veya üçüncüde) farkedilmemesi doğal. Şöyle diyebiliriz: Şiir idam mahkumlarından bahsediyor. İdam mahkumlarını ise biz genelde filmlerde görüyoruz. Peki idam mahkumları üzerine popüler bir film akla geliyor mu? Benimkine Yeşil Yol (Green Mile) geliyor. Açıkça Yeşil Yol yazmak istemediğimden yeşilli ama bilinen başka bir başlık buluyorum.
İlk elde bağlantıyı kuramayanlar için küçük fareyi bıraktım. Adı geçen filmden bir karede Yeşil Yol'un üzerinde durmakta.
İçiniz rahat olsun, sabah taze bir kafayla da bu şiir ya da detayları çok anlamlı gelmeyebilirdi. Suçu her zaman okuyucuda aramamak lazım.
Öyküye gelince. Elde bir tane tasarı olarak var. Ama bir türlü oturup yazamadım (Böyle durumlarda benim öykülerim bayatlar). Umarım haftasonu yazabilirim. İlginiz için teşekkür ederim. Saygılarımla.
Herhalde koğuştakiler de can-ı gönülden katılırlardı bu temenniye. Hatta iyisinden geçtik, yaşayalım, bu bize yeter derlerdi. İyi yaşamak ise (İnsan hayatının tavuk değerinde olmamasından bahsediyorum) kısmet diyorum. Saygılarımla.
İdamlığa çok yaşa denmesi, kurbanlığa kesilmeden önce yem verilmesi gibi birşey. Biliyorum arada ince bir detay var iki durumu ayıran. Ama yine de ikisi de ölümden önce gereksiz kutusuna atılacak şeyler.
Şu an saçmalamış olabilirim. Saat 17 oldu sayılır. Gün boyu yönetmelik okumaktan şiire konsatre zor oldu sanki.
Hazır bulmuşken, uzun zamandır öykü eklemediğinizi düşünüyorum. (Bu bir ricadır.)
Saygılar.