Gülün Dramı
Daha küçücükken, güneşe karşı gözlerimi yeni açmışken,
Vatanımdan öz toprağımdan ayırdınız, annemin kollarından kopardınız, Dibi beton saksıya koydunuz, hapsettiniz, Köklerime en büyük işkenceyi yaşattınız, Toprağa ve gökyüzüne doğru uzamak istedim, İlkbaharda yeşeren ve uzayan narin dallarımı budadınız, Ne gökyüzündeki bembeyaz bulutlara erişebildim ne de hayallerime, Cılızlığa ve küçüklüğe terk ettiniz beni, büyümeme izin vermediniz. Sormadan acımadan, kabaca, Beni değerli kılan ,en sevdiğim parçamı, güllerimi, kopardınız. Gül açamadığım zamanlar beni susuzluğa terk ettiniz ölümle pençeleştim, Sonbahar geldi haşin rüzgarıyla, soğuğuyla beraber, Kimi zaman sıcak numarası yaptı; ama soğuktu, hafiften hafiften işliyordu bedenime, Yapraklarımı önce kuruttu sonra canice kopardı birer birer, Dallarımı da koparmak beni yok etmek istedi, Tüm gücümle direndim, yok olmadım. Sonbahar gitti; ama gidişine sevinemedim, Ardından ayazıyla karıyla meşhur kış geldi, Üşümemek için büzüldüm ama titredim yine de, Sizse izlediniz belki de bakmadınız bile, Bir battaniye vermediniz, ısınasın diye, Beni yok oluşuma bıraktınız. Suçum nedir benim gül olmak mı, masum olmak mı? Dün güldüm ve gülebiliyordum, bugün ise dikenden farkım kalmadı ,ağlıyorum ve yok oluyorum. ELVEDA... Mesut ZEYTİN - 26 Mart 2012 |
Saygılar.....