O Eski Köyüm
Yukarı tarafta bahçe bağımız,
Aşağıda durur yüce dağımız, Tutuşup yanardı kor ocağımız, Hani o köyümde çimdiğim çeşme, Ne olur söyleyip bağrımı deşme. Yavaşların yolu çakıllı taştı, Sel geldi yüksekten dereyi aştı, Garip babam bu yıl kimle gubaştı, Hani o köyümde biçtiğim ekin, Götürün sapını harmana dökün. Ayağımda cırrık sırtımda işlik, Ekimde dizerdik kilere kışlık, Daha uyumadan olurdu kuşluk, Hani o köyümde yediğim bostan, Şimdi herkes çayı içer termostan. Aydın oğlu denen meyve bahçesi, Geçerdi dedemin gümüş akçesi, Güllü kızın geri döndü bohçası, Hani o köyümde sözler senetti, Hayâsızlık köyü virane etti. Babamın elleri nasırdı nasır, Kara örtü evim kasırdı kasır, Geçmedi üstünden daha bir asır, Hani nerde şimdi o güzelim ev, Bir gece ansızın belli yuttu dev. Davarlar yürürdü yavaş aheste, Mercimek yolardık biz deste deste, Duyarım babamı şimdi her seste, Hani benim yiğit babam nic’oldu, Toplayıp devşirdi ama hiç oldu. Anam inek sağar babam satardı, Ablam düvelere saman atardı, Emmim yiğitleri sevip tutardı, Hani köyümdeki bağrı yanıklar, Babam o günleri hala sayıklar. Meşe ağacından kaşığım vardı, Kara gözlü dilber âşığım vardı, Üzeri kurşunlu aşığım vardı, Hani şimdi nerde kaşı karalım, Garip Hüdai’yle yolu aralım. 23.03.2012 Kütahya Çimmek: Yıkanmak Yavaşlar: Köyde bir mevki adı. Gubaşmak: Ortaklık kurmak. Cırrık: Lastik ayakkabı. İşlik: İşte giyilen mintan. Aydınoğlu: Köyde bir mevki adı. Aşık: Büyük veya küçük baş hayvanların dizlerinden çıkarılan kemik. |