adı çocuk
yoksul bir çocuğun içiçe geçmiş dağınık saçlarında ,
ilkbaharın sevinç çığlıkları, topraktan kararmış yüzünde, sarsıyor koca bir dünyayı, umursayarak işiyordu burjuvazinin paha biçilmez villaların üstüne,özel mülkiyetlerine. şimdi elinde taşı ,mutluluklarını çalmaya, varmı cesareti olan adı çocuk ;ana rahminde,sokakta ,evde ,oyunda ,savaşta,işte adı çocuk, bedeni ateş çağıran ,gelecek için yanıp tutuşan dili dönmeyen türküler söylemeye çalışırken,dişleri kenetli adı çocuktu ruanda da bir eline silah ,bir eline pala, nefret tohumları ekilmeye çalışıllan afkanisatanda kabuslar içinde uyanan,ırakta yetim kalan,filistinde taşla yurdunu koruyan adı çocuktu ama erken tanımıştı emperyalizmin ölüm oyunlarını yoksul bir çocuğun içiçe geçmiş dağınık saçlarında , ilkbaharın sevinç çığlıkları, topraktan kararmış yüzünde, sarsıyor koca bir dünyayı, umursayarak işiyordu burjuvazinin paha biçilmez villaların üstüne,özel mülkiyetlerine. ölümü ovumla uterus arasında tanımştı çocukluğunu göbek bağından aldığı oksijenle kokladı ilk gözünü açtığında çığlıkları haykırıyordu öldürmekle bitiremezsiniz bizi,bir bir gider binler geliriz , kahrolsun... |
YASADIŞI GÖSTERİLERDE ELİNE MONOTOF KOKTEYLİ TUTUŞTURULUP KALABALIKLARIN ARASINA SÜRÜLEN ÇOCUKLAR
RUANDAYA GEREK YOK