Yüreğim ah eder, ruhuma gam zerkeder!Ne vakit yeşil başlı turna görsem Her halinde ve teslimiyetinde ki zarefetinde, içimin titrediğini hissetsem Kalbinin ürkek halinde sadakatimle yüzleşsem ve o an perişanlığıma nazar etsem İçim kan ağlar, gözyaşların kahrı günyüzüne çıkar, umutların silik hali nasıl el açar Nasıl bir vurgunun dehlizindeyim Yüreği taşlaşmış nefeslerin hala prangasında çırpınır suskun melalim Ne vakit hakkıyla kalbin sahibine iltica edeceğim, ruhumda ki lekeyi arişleştireceğim Hala miskinlik içinde mi ikamet edip, sefih bir sinenin acziyetiyle göçmeyi bekleyeceğim Kalbinden konuşan çocuğa imrenirim Vicdan sahibiyim amma, nasıl bir inşirah ile nazar edeceğim Hakikate bu kadar uzakken, nutkumu durduran ayetler her yanımı kuşatırken Zafiyetleri hangi karanlığın ikliminde temizleyeceğim, nefsimi bilip azim göstereceğim Her sıkılan kurşunda sualim artar Nefsim adına bahanelere sığınmam her ne hikmetse o an başlar Meğerse avuntular rıhtımda bekleyen, hasrete yenik düşen mecalin hikayesindenmiş Ah u zar etmesi kendine yeten suskun saikmiş, acziyet bu kadar mı sefih bir gerekçeymiş İçimde bir hınç var, hali boğar İdrakim ve izanım nispetinde günyüzüne çıkarttığım ibret vecdime bakar Dünya içimde yaşarken, aşk nefsin hesabında zikredilirken, ruhum niye korkar Hangi boğaza baksam, hisarın mazisini aralasam, yitik duvarlara sessizce baksam içim kan ağlar Ne meyin derdindeyim, ne iksirin Mizanın hesabından kal etmeğim, ruhumun belasına erişmediğim kesin Viran olan benim, hazan en güzide sessizliğim, göçenlerin umutlarında beslenirim Ruh aşikarken, kalp aklın kalinde ki edebken, abd olan benken niye hevese tevessül ederim Yalnızlık ne müşhiş bir limanmış Sanki ufkun pervazlarında ki muştuya ram olan hicranmış Nefsi teskiye etmek kifayet etmez, bilmen ve azimle yönlendirmen vefaymış Sadakat maruf iken, izan fikre açken, kalp nazargah kılınırken ruh niçin burukmuş Mustafa CİLASUN |