İŞKEMBE!
İşkembede yüzüyorum,
Gözlerim kapalı. Ne yönüm var Ne yurdum, satılı. İstikameti kaybettin mi Sükuneti; Konuşmaya başlar Her sonun nihayeti! Burası tuhaf memleket, İşkemlede oturmak mesela. Semirmekte semirmek, Gözdağı vermek göbeğinle. Mesala arkadaş mesela Kuzey kutbunu keşfe giderken, Dedim ya gözler kapalı, Dişler kenetli; Olmadığım yerlerdeyim, İşkembenin göbeğindeyim arkadaş! Uzatmışım ayağımı işkemleye Burası leş içinde, Çarşamba Perşembe Ve işkembe, ’’bir yapan olsa da yesek’’ işi şu işkembe. Yağlı mı yağlı bir gerdan Katmerli mi katmerli bir küheylan Oturdu bahrımın ortasına, Tabi ben de işkembenin ortasında. Bir nefeslik saltanat gibidir yaşamak, İnattır yaşamak! Yaşamakta, yaşamak! Görevdir yangın yerinde, Bir yaşamak ki sorma gitsin! İnsanlık da bir gün tecelli eder. Onadır bu çaba Ve YALNIZ bunadır! Sen gel de bunu işkembeye anlat! İşkembe ne kadar büyükse O kadar rahat yüzülüyor içinde, Ve kızamıyorum sırf bu yüzen Banknotizme de! Sen ne dersen de olmuyor işte, Bazı şeyler bomb.ktur Öyle olsun diye yaratılmıştır Ve öyle de olmuştur. Gel biz düğününde Halay başı olmayalım bu işin. İnsanlık, tecavüzcüsü (para) ile Gerdeğe giremesin bu gece. Ya işkembe? Varsın açlıktan gebersin işkembe. Ne de gerçeksin sen işkembe! Çorban da işkembe, Sağım solum yine işkembe. Şiirini yapan bir enayi, Bulunur muydu işkembe? Bana şükret başkası basamazdı seni bir beyaz kağıda, Ya da bir ayağı ötekilerden kısa diye Koymazdı hiçbir şair seni mısralarına. Hainsin oğlum İŞKEMBE! BURÇER ORTAÇ |