eski datça..
eski bir kahvehane önünde
yakar/top oynayan çocuklar beyaz renkli evlerin bahçesinden yetiştiler salkım üzüm taneleri arasında eski bir kavonoz içinde biriktirdiler yine rengarenk bilyelerini yarına dahil istanbul amblemi taşıyan defterlerin arasında gizlediler sevdiklerinin baş harflerini güneşi içtiler daima kusursuzca ant içtiler tanrıya ellerinde ki umut iklimini beslediler hediye ettiler tabiat ana’ya yalansız rüzgarlar esip gürledi yamaçlarında solmuş menekşe yaprakları yetişti imdat çağrısına yaşlı bir aslan boğulmak üzereyken koy’unda çemberli bir kız gülüşü oysa esmer bukleli yüzünde yansıyan saçlarına takıp takıştıran sanatsal bir aşk gerçegi minerva’yı bile kıskandıran kısraklığına bakma sen batısında yalvaran agoranın mucizesi bir örtü lazım üşütmesin her sevdalı geçerken burdan kendini.. |