Biz de Çocuk Olduk !
Sanki daha bir maviydi göğün rengi o zamanlar,
bir başka tadı vardı çarşı ekmeğini aceleyle tatmanın; kar daha bir beyaz yağardı sanki ve kendi çapında bir ilmi bile vardı kızları kızdırmadan kartopu atmanın. Evimiz oteldi mevsim tatilse, biz misafir sanatçısı hanenin; mekanımız mahallede kırk köşe.. Bağır-çağır, aklına ne gelirse, ama en uslusu da bizdik alemin, ödülümüz üç kişiye bir gazozdu en fazla rahmetli bakkal Bekir amca gözümüzün içine bakardı biz içine para verirdik, fabrikanındı şişe.. Simsiyah önlüklerin içinde fabrikasyon oyuncak bebekler gibi dizilirdik ilkokulun bahçesine. Sabah akşam Andımız, cumaları İstiklal Marşı, ta o günlerden çok sevdik İstiklal Marşımızı okumayı, o bitince özgürüz diye.. Sokağımız sığınağımızdı en harbisinden, öbür mahalleler Kapıkule’nin ötesi; misket oynamak ya da maç yapmak için kaçardık bazen başka mahalleye, içimizde bir korku “ya aramaya çıktılarsa bizi? Ya ensemizde patlarsa babamızın sesi?”, Yine de toz kondurmazdık kaçışımızın raconuna, yoktu gidişimizin geri vitesi. Komşu teyzeler annemiz, komşu kızları bacımızdı. Belki yoksulluktu eni konu yaşadığımız ama su katılmamış efendilikti tek cephanemiz.. Komşuda hasta varsa biz de hastaydık, tulumbadan suyunu almak, İğneci amcaya evini göstermek bizim görevimizdi; iyileşmesi en büyük sevincimiz, ölmesi en büyük acımızdı. Bilen var mıydı bilmem ama bize o yaşlarda zengin olmayı öğretmediler. Zaten zengindik hepimiz, Benim sapanım herkesindi, Kemal’in kırmızı topu herkesin, belki kimse hatırlamıyordu kimindi mavi bisikletimiz? Büyüdük, sanki iş yaptık büyüyüp te.. Hayat kuklacıbaşı, bağır çağır, yat sürün; biz acemi cambaz incecik ipte.. Büyüdükçe çöle döndü yaşamak dönmek istedikçe yüzümüze kapandı çocukluk denen kapı; artık sadece özlüyoruz siyah beyaz resimlerde kalan o serabı.. |