Fakirdi ama babaydı Karısı birde kızı vardı Üstelik çok hastaydı Derman için yaraya Gidecekti Ankara’ya
Yol parasını aldı muhtardan Bir an için kurtuldu bu dardan Yolculuk için gitti otogara On sekiz saat sonra Ankara Otobüste geçmiyordu zaman Yollar vermiyordu aman Durmuştu saat hareketsizdi salise Koşup gidecekti koca meclise Delik ayakkabı yırtık elbise
Kızını anlatacaktı Bir bir derdini dökecekti. Bu hayat nasıl geçmişti bilmedi Doğduğundan beri hiç gülmedi Anası doğduğunda ölmüştü Babası onun için evlenmişti..! Ne zor günlerdi onlar Bilmeyenler beni nasıl anlar Göz yaşları süzüldü Gördüğü rüyada Derdi biter miydi Bu kahpe dünyada …
Acep bu halimle alırlar mı içeri Dinlerler mi derdimi görürler mi naçarı Ölürdü de anlatırdı derdini Yoktu bu işin kaçarı Zor bela girdi vekilin odasına Selam verdi yanaştı masasına Önü düğmeli kasketini çıkardı İçinden Mevla’sına yalvardı Telefon bitse de başlasam konuşmaya Boncuk boncuk terler döküldü yanağına Evet buyurun dedi vekil -Yavrum dedi çok hasta İlik kanseri oldu küçük yaşta Tedavi gerekir yavrucağa Elde yok avuçta yok Tek çarem önce Allah sonra sizsiniz Vekil sert bir şekilde -Her gelen aynı şeyi söylüyor Kimi hasta kim ise ölüyor. Biz hangisiyle uğraşacağız Bırakırsanız çalışacağız.
Peki beyim dedi kalktı Gözleri çakmak çakmaktı Dokunsalar ağlayacaktı Bu işin altından nasıl kalkacaktı Yavrusuna ne diyecekti Tedavi olmazsa bitip eriyecekti Baktıramadım yavrum seni Derdine çare bulamadım Sana layık baba olamadım Son çaremizde kurudu Ama Allah büyüktü Bu ne zor bir yüktü
Demişlerdi bu iş bakar paraya Boşuna gidersin Ankara’ya
Son çaresiydi Ankara Bahtı kara yazısı kara Çıkardı yaktı bi cigara Allah`ım niye böyle oldu Vurdu yerdeki taşa gözleri doldu Ne yapacaktı Nasıl eli boş gidecekti köye Gideli bir hafta olmuştu Çalmadığı kapı kalmamıştı. Telefon kartını takıp alo dedi Hanımı ağlıyordu İçerden sesler geliyordu -Bey dedi hıçkırdı -Ne var Hacer ne oldu Avazınca bağırdı Yavrum dedi hanımı Aldı Rabb`im bizden onu Böyle mi olacaktı bu işin sonu Çaresiz baba diz üstü çöktü Sayısız kere öksürdü Kızım,kınalı yavrum dedi Çırpındı ağzından kan geldi Buluşuruz yavrucuğum Buluşuruz Ruh`i mahşerde Çaredir ebedi hayat her derde
Cansız yığılan garibi görenler Düştüler yaygaraya Bilmediler ne için gelmişti Şu koca Ankara’ya
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ÇAREM ANKARA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇAREM ANKARA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Cansız yığılan garibi görenler Düştüler yaygaraya Bilmediler ne için gelmişti Şu koca Ankara’ya
HAyatın içinden bire bir gerçeklerimiz Halkın çaresizliği, bitmişliği tükenmişliği. Ve vekillerimizin telofon trafiği, ilgisizliği Güzel bir dil ile anlatılmış. insanların da basiretsizliği.
Cansız yığılan garibi görenler Düştüler yaygaraya Bilmediler ne için gelmişti Şu koca Ankara’ya
akıcıydı.vurucuydu. akılcıydı.sahiciydi. ve ankara yüz yıla yakındır böyleydi. gaflet dağları sarmış, bir yokmuş bir varmış. ankaranın taşına bak gözlerimin yaşına bak............kutlarım.tarihe düşülmüş bir nottu şiirin.
Yol parasını aldı muhtardan Bir an için kurtuldu bu dardan Yolculuk için gitti otogara On sekiz saat sonra Ankara Otobüste geçmiyordu zaman Yollar vermiyordu aman Durmuştu saat hareketsizdi salise Koşup gidecekti koca meclise Delik ayakkabı yırtık elbise
kardeşim allah kimseyi çaresiz bırakmasın.şiirin kendini hissettirdi.saygıyla
Mahvettin bizi dost...Umarım bir kurgudan ibaret olsun....Dilerim gerçek değildir bu.... Eğer gerçekse Mekânı Cennet olsun...Allah size sabır versin.....Ankaradakilere de vicdan.... Selam ve Saygımla...