AL GÖTÜR BENİ
Kararmış bu gök yüzü deniz
Kırık tabaklara çökmüş, yüzler yılgınlık dolu günlerden Al götür beni Uçsuz bucaksız uzak kentlere Dağlara taşlara ovalara götür, Kuş sesleri dolsun içime içime Yankılara karışayım Kayalıkların arasından biten otlara dönüşeyim Kardeşlik nutukları atanlardan Sahte yakınlıklardan kirlenmiş ruhlardan Düzenbazlardan susanlardan Al götür beni Zeytinliklerin taş yığınlarına nasıl dönüştüğünü Saklanbaç oynanan Tatlı sevdarın bahçesine dağıldığı Kurumuş ay çiçek tarlaların nezaman yok olduğunu Aşklara olan sabırsız çiğleri görmesin gözüm Al götür beni Soyu tükenmiş hayvanların adlarını İşitmesin kulağım Yoksulluğun eşiğine sürüklenen O korkulu bakışlarında çocuklarım Çalınmış sevinçlerini Hayatlarına sinen karanlığı seyredenlerden Al götür beni |