Hani benim neşemHani benim neşem. Hani; Saçlarımın nasırlı ellerde okşandığı Bir çomaca sevindiğim, günlerim nerede? Nerede simdi; Teyin (sincap ) peşinde, o ağaç bu ağaç koşuşturduğum Serçelere tuzaklar kurduğum Bostanlarda tarlalarda Lastik saban elimde koşturduğum O günlerim nerede; Teldendi ilk oyuncağım. Onu da ağabeyimden öğrenmiştim Bir gün elinde bir tel çember yanıma geldi Al dedi al, bu da senin araban Sonra Nasıl kullanacağımı gösterdi ben şaşkın bakarken Nasıl sevinmiştim. Görmeye değerdi neşem. Doru bir atımız vardı. Babam almıştı Köselerli Yörüklerinden Nasıl severdim onu, nasıl severdim tımar etmesini Ve yemini suyunu vermesini Onu mahalle çeşmesine sulamaya hep ben götürürdüm Çok severdim’ de ata binmesini Hele görmeliydiniz.. Eve ilk geldiğinde, nasıl sevinmiştim; Görmeye değerdi neşem Çok güzel geçti çocukluğum.. Yedikardeşlerin en küçüğüydüm de eskiden Hep sevildim Şımartıldım ve şımardım durdum Küçüğüm diye Bayramda seyranda hediyelere boğuldum; Çocukluk günlerimde Çok zaman okşandı’ da basım.. Görmeye değerdi O günlerdeki neşem Ahmet Yüksel Şanlı er 28 Şubat 2012 Antalya |
Onu da ağabeyimden öğrenmiştim
Bir gün elinde bir tel çember yanıma geldi
Al dedi al, bu senin araban…
Sonra…
Nasıl kullanacağımı gösterdi ben şaşkın bakarken
Nasıl sevinmiştim..
Görmeye değerdi neşem….
ne güzel akıcı insanlıgın ölmedigi
yıllar öncesine götürdü beni,
tel den oyuncak,
bizde yapardık çocukken,
hem çemberini,çemberi iteleyecek
u şekli verilmiş teli,yine telden dört tekerlekli arabalar yapardım kardeşlerime,
günümüz çocukları bilmezler o günkü oyuncakları.
gönlünüzdeki inci taneleri hiç eksilmesin,
kul düşünce tarafından 2/28/2012 12:32:12 PM zamanında düzenlenmiştir.