Asımın Nesli.
Bu vatan kutsal,
Bu vatan mübarek, Şehit kanlarıyla sulanmış toprağının, Fışkırır sathı mücerredinden nimet, rahmet, bereket. Bu millet mazlum, Bu millet mağdur, Kazandığını zan ettiği savaştan hissesine düştü Ağır bir zillet ve yüz yıl süren kendi evladının eliyle esaret. Din, iman, Bayrak Namus ve Vatan uğrunda Can verdi bu aziz millet gözünü kırpmadan şahadet yolunda. Birliği Hürriyet, adalet, musavvat yolunda bulanlar, Bu uğurda verildi kadını, erkeği ile nice ma-sum ve mübarek canlar, Cephede Allah, Allah diyerek, Yürürken kâfirin kurşunlarına karşı, Türk’ü, Kürd’ü, Arab’ı, Acem’i, Boşnağı, Arnavudu. Bir iman kal-ası olup, Medeni denilen dünyanın önünde azim ve sabırla durdu. Gücünü imanından alırken, Gözünü kırpmadı, Vatan, Millet, Bayrak uğrunda ölürken. Şanlı Mehmetçiği cepheye sürmek için arkasını sıvazlayan. Aynı eldi Onu dindarlığından suçlayıp yağlı urganlarda sallayan. Savaş kazanmak, Zafer kazanmakla aynı manaya gelmez. Öyle bir işgal yaşadı ki, Mümkün değil, anlatmakla tarif edilmez. Farkına varanlar, Sallandı idam sehpalarında, Asi ilan edilip o menhus soykırımın sonunda. İşte İskilipli Atıf efendiler, Seyyit Aliler, Şeyh Şehabeddinler, Saymakla, yazmakla bitmez daha kimler, kimler. Dün istemezük deyip, sadrazam kellesi alan zihniyet, Bugün Başvekilleri asıp, millete çektirdi tarif edilmez bin türlü zillet. Vekiller sallanırken yağlı urganda sırıtan leş kargaları, Dragonun vampirlerini utandırdı, kahraman geçinen ittihatçı hortlakları. Milleti istikbale taşıyacak olan mektepliler, medreseliler. Ya boğazın sularına, yada Gelibolu dağlarına bayırlarına gömüldüler. Yirmi milyon kilometre kareyi verip, Sekiz bin kilometrekareye sıkışmayı zafer sayıp, Zafer kazandıklarına herkesi inandırdılar. Elli farklı kavim, On farklı dinden oluşan büyük bir millet. Altı yüz yıl kardeşçe yaşadı, düşmedi birbirine çekmedi zillet. Dindarlık isyan, Dilini konuşmak ihanet, Varmıdır insanlık tarihinde böyle alçakça bir cinayet. Kavminden bahsetmek büyük suç. İşte beyler alınan yol varılan korkunç sonuç. Millet mahkûm öz yurdunda, Parya ilan edilmiş zaferinin sonunda. Makam mansıp delileri, her gün yeni bir heves peşinde, akılları her gün yeni ayrılıkçı kanlı bir oyunda. Bir gün, muhtıra, bir gün balans ayarı, Her yirmi senede bir darbe yapmaktır en vazgeçilmez tutkuları. Osmanlıyı yıkan menhus, müstebit ruh, Hepsi sanki tornadan çıkmış işgalci, çeteci güruh. Tehdit görmekte ecdadına saygılı, İnançlı, ahlaklı, nesilleri, Povakasyonlar ile kavga çıkarıp, Şeriat hortladı, gericiler geliyor, Yaygarasıyla darbe yapmak tek bildikleri. Yalan söyleyen tarih, Artık leş gibi, leşten de beter kokmakta, Asımın nesli nesilmiş gerçek. Kahraman ecdadının hesabını İşgalci zihniyetten hukuk önünde artık sormakta. Necdet Erem. |