SİL BAŞTANKarar verdim gezmeye, İstanbul’u sil baştan Gördüm bir çehresini, ipek atlas kumaştan Diğer çehresi ise kirli paslı bir çaput Yaşıyor amma lakin gönlü derunu tabut! İstanbul ikiyüzlü, bir yüzü billur gibi Diğer yüzünün ise, katran karası dibi Hayret! Nasıl birleşmiş, bu iki zıt bir elde Hâlbuki methedilmiş, ezelde tayyip belde Ne doğudan eser var, ne batı gibi mağrur Üzerini kuşatmış, görünmeyen bir sürur İki kıta birleşmiş, boğaz güzel gerdanlık Saray burnunda gizli, uykuda hanedanlık! Eba Eyyüp Ensari, (r.a.) düşlüyor yeni fetih Ve de yeni Fatih’e, hazırlanıyor satıh Karacaahmet’ten gün, ışığını yayıyor Ayasofya’dan ezan, dakikalar sayıyor Sultanahmet şölenle, coşmaya candan hazır Beyazıt heyecanlı, bakıyor şehre nâzır Şehzadebaşı suskun, dersin mevzie yatmış Süleymaniye mahmur, gözlerini kapatmış Mehmet Emin Tokadi, olmuş suspus zeyrekte Hele valide sultan, perişan kor yürekte Laleli Baba kızgın, celalli Laleliye Cibali baba dahi, yazık dönmüş deliye Akşemsettin ve Fatih, bekliyorlar sabırla Feth olunan beldeyi, izliyorlar kahırla Yavuz Sultan Selime, vardım da verdim selam Küs gibiydi neslime, etmedi bir tek kelam Abdülhamit-i Sâni, tam yüz yıldır matemde Ha gayret evlat diye, ağlamaklı sitemde Lazım üç yüz on üç er; Ulubatlı misali Her birisi bir Fatih, doru atlı emsali! Görüntü iyi değil, lakin bambaşka müjde Mevzide birileri, seherde yapar secde Bir elinde Kuran’ı, birinde bilgisayar Zikir, İlim, İrfanla yapıyor ince ayar Sokaktaki iz başka, yeraltında giz başka Gizemli gönüllerde, sevgi dönüşür aşka Bunalmış ruhaniyet, bekliyor tekrar fetih Dolaşırken düşündüm; kim, acep yeni Fatih? İstihareye yatsam, cevap gelir mi arştan? Karar verdim gezmeye, İstanbul’u sil baştan! Salih Yıldız…21.02.2012 |
Şimdi İstanbul'u yağmalamakta harami eller...
Kimisi dilenirken surlar önünde..Altın günlerini yaşar kotralı efendiler..
Çılgın projeler peşinde...
Değerli eserini kutluyorum şair...
Harikaydı...