SU
Bir gün, bir uzun gün hep denize baktık
Miller ve ağırlıklar bitti Gelip geçmeler bitti, gemilerin Beyaz ve kocaman gövdeleri Gözün kahverengi suyuna geldik. Palamutlar yaktık, çalılar her zamanki gibi Süsledi bizi bu ufak değişiklik Çok ağır bir şeydi gün dörtgenleri üstümüze düsen Aydınlıktan kopan aydınlıktan kesilen Ağır mi ağır Kaldık ne kadar kaldıksa böyle Sonra gün diye bildiğimiz ne varsa akıtıldı Duvarlar, sarmaşıklar, evler akıtıldı Güneşler, hızarlar, kıymık taneleri Vinç sesleri, çekiç sesleri bir. Sokağın bitiminde donup arkama baktım Her şey nasıldı diye Sundurma hazin Çarsı kararsız Düzlerde yarlarda tepelerde Kurtlar, tavşanlar, yılanlar erimekte Herkes dünyayı bir yanından onarıyor sanki Meltem belli belirsiz birselleri kıpırdatıyor Gözümü kap atik sokağa baktığımda Sudur gün. Ah sudur, ne yandan baksam sudur Suyun imgesi sudur Trenlerin kalktığı her yerde Bavullar sudur Bir gün bir Erzurum çalkantısı Obur gün Konya pası Manikadan görünen İstanbul kıyıları Çantası açık duran bir kadının anisi ve Dudak boyası Ardahanlı bir kartal Kızılca hamamlı bir pirinç Tülbentler, yazmalar, krepler Hep sudur Askerin son defa memleketine baktığı Yüzünü çevirince bir bardak gibi düşüp kırılan memleket Ve gemilerin ağır ağır limanlardan çıktığı Ah sudur. Bir gün, bir uzun gün bir aynanın önündeyim Kirpikler ve saclar bitti Gövdem duvara sürte sürte inceltilmiş bir nesne gibi Dalgın ve uzun Uzun ve sisli Ben ki gövdemle tattım gövdemi, iyi bilirim Bir hurma, bir baş dönmesi Kokusu baş dönmesinin Güzel kaplar aldım bu yüzden, ne kadar güzel kap varsa aldım Bilmek için suyumu Ve hazırlıklı değildim ve bildim Ben suyun bir dakika durduğu Durunca boğulduğu bir yerdeyim. Bir kılımı yere sermek kadar güzel ne var Sonra püsküllerini düzeltmek kadar Ya sofraya dilim kesilmiş bir domatesi koymaktaki görkem Kamyon sürmek yükünü bilmeden Ve ikimiz bir akşam üstü sırasında Ve akşam üstünün Anadolu ya giden bir otobüs gibi kalkması sırasında Dağlarda, tarlalarda, köprü altlarında Sazların, taşların, yosunların arasından geçerek Bir akik gibi yansıyaraktan hem de Kırmızı bir karpuzun doğum sancısına Su akar ben akarım Ben akarım su akar Vakit yok bakışmaya Günlerden suya. |