GÖL
Bu yaban dünyada bir köşe vardı.
Gençliğimizin baharında gittiğim, Kara kayalarla sarılmış ve Yüksek çamların kuleleriyle çevrilmiş- Öylesine güzeldi ki yalnızlığı Vahşi bir gölün, onu daha az sevemzdim. Ama kara kefenini serdiğin gece üzerine Herşeye serdiğin gibi, Ve gizemli rüzgar Ahenkle mırıldanarak gittiğinde, O zaman- aho zaman- uyanırdım. Issız göl dehşetine. Ama korku değildi İnsanı titreten bir zevkti bu dehşet- Öyle bir duygu ki ne madenler, mücevherler Ne de- hatta senin aşkın Kandırabilirdi anlatmaya beni O zehirli dalgadaydı ölüm Bir mezarlık çukurumda- Yalnız imgelemi böyle teselli bulan, Kimsesiz ruhu bu karanlık gölden Bir Adeb yaratan, O’nun için. |