Hüzzama aşinadır nefesim, hicrandır melalim!Ne söylesem Sinemi aşikar eylemeden sessizce göçüp gitsem Umudun senasında dirilmenin itminanlığına erişip sevinsem Şevkin lahzasında tebessüm etmeyi öğrenip, hikmetini şehretsem Vurgun yemiştir nice gönüller Sanki intizarın halvetinden nükseden, ruhu yoran dehlizler Issız sokaklarda, eşiklerin kucak aştığı nazarlardadır kimsesizler Bir lokma ekmeğe muhtaç kalan nefesler, nefislerin terketmediği zafiyetler Hangi nisayı fark etsem Bir köşede suskun ve kederli halini merak edip düşünsem Parmaklarının arasında tüten sigaranın acziyetinden medet beklemekten mi söz etsem Kahkaha atan ve fakat fark etmekten uzak talebelerin ufuklarından ne beklesem Yalan, yanlış niçin devam eder Tefekkür etmek bu kadar mı ruha azap eden nahoş bir keder Ellerden düşmeyen telefonlar hangi meramın derdine derman olacak bir bedel Aklım ve izanım, irademe hükmetmeyen bir belanın intirarında inleyen hangi neden En yakın dostum vefat etmiş... Bir ömrü ilim tahsili için derlemiş ve tebessüm için ne naif bir nefesin sahibiydi Her vakit umudun içinde cehdeden, emri bilmaruf için seferden sefere giden bir arifti Gençlik yıllarımı en güzel ve en anlamlı kılan bir rehberdi, yokluğunda umutla beklenirdi İmamhalipli yılları, ilahiyat fakültesinde ki azimli secaatı her vakit dikkatimi cekmiştir Bazen sefil halimi Hazreti Ömerin hasletlerine benzetirdi ve muhabbetle gülerdi Kimi zaman üstadım, “şu sözlerime darılma der ve eğer “yenge hanım cennete giderse senin titizliğine sabrettiği için gideceğine inanırım” derdi Simsiyah ve gür kaşları vardı, sangi saçlarına nispet yapmak için adeta yarıştalardı. Cenabı Hak Talaslı Mehmet Muchan kardeşime Rahmet eylesin ve mekanını cennetle müjdelesin. Mustafa CİLASUN |