ATEŞ İLE KAYNAR KAZANŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Kuyruğunu Isıran Yılan
Semboller Ben de cansız varlıkken öldüm, yetişip gelişen bitki oldum; bitkiyken öldüm, hayvan biçiminde tezahür ettim. Hayvanlıktan geçip öldüm, insan oldum; öyleyse ölmekten korkmak niye? ( Mevlana Celaleddin ) Başta Eski Mısır ve Doğu tradisyonları olmak üzere çeşitli tradisyonlarda rastlanan, "uroboros" (ouroboros) adı verilen, kuyruğunu ısıran yılan sembolü kozmik gelişimin devrî hareketini, doğum-ölüm çemberi de denilen reenkarnasyonu, reenkarnasyonun ebediliğini ve ruhun ölümsüzlüğünü simgeler. (Reenkarnasyon, yılanın deri değiştirmesi sembolizmiyle de ifade edilir.) Bir Eski Mısır papirüsünde (Anana papirüsü, İÖ 1320) sembolün anlamı şöyle ifade ediliyor: "Okuyun! Siz, okuma becerisine sahip insanlar okuyun!... İnsanlar yalnızca bir kere doğmaz ve ölünce de burayı sonsuzca terk etmezler. Hep bu dünyada olmasa da birçok kere birçok yerde yaşarlar... İnsan birçok kere doğar ama, geçmiş yaşamları hakkında her şeyi doğunca unutur. Bazen bir gündüz düşü ya da aniden zihnine gelen bir düşünce onu geçmiş yaşamlarındaki bir sahneye götürebilir. Ama bu sahne ona tanıdık gelse de bunun ne zaman ya da nerede yaşandığını zihninde belirleyemez. Ebediyette son yoktur, dolayısıyla başlangıç da yoktur; bunun sonucu olarak ebediyet bir dairedir. (Çünkü dairenin de başı ve sonu belli değildir.) Eğer yaşıyorsak bu sonsuzca sürmek zorundadır." ( Ezoterizmin Işığında NeoSpiritüalist Yaklaşımla Semboller - Alparslan Salt ) Kaynak: www.spiritualizm.com/birbilgi/bbsembollerKLMO34.html Canlı cansız gelir geçer Güvenemem hiçbir şeye Ölüm kendine gün seçer Hergün batar güneş niye?! Bir yapmışsın bir yıkmışsın Göğü delen kat çıkmışsın Hiç doymamış acıkmışsın Çöller kum elenmiş niye?! Dost kardeş hısım akraba Leşe döner bir akbaba Dön de feleğe bak baba Yıldız sepelenmiş niye?! Diş ile başın ağrısı Dönen o kuşun çağrısı Yoktur ayrısı gayrısı D/ağlar tep/elenmiş niye?! Yüksek makam var postu var Kel adamın kel dostu var Örer üstüne dört duvar ’Dostum benim!’ diye diye Eremeden hiç murada Göçüp gidenler orada Hiç mi gözü yok parada Dolar’a göz koyan niye?! Teraziyi ortadan tut Ne hak ye ne yiyen unut Öze güven namus umut Haksız müstahak silleye! Bir dolu bir boş kasası Tanrıya mı eş yasası Din iman dür piyasası Altın gümüş inci niye?! Gâhi mermer gâhi taştır Gerçek değer bilen kaçtır Derin sevgi gözde yaştır Kefen giyen cepsiz giye! Beslemeden kin husumet Sun dünyada halka hizmet Kur her gönülde bir cennet Yalan ah-ret diye diye! Yiyip yutmaksa niyetin Yutaktan iner giyotin Ödetir toprak diyetin Aslın toprak can hediye! Emek sevgi diyor ozan Çalış artı değer kazan Ateş ile kaynar kazan Yoksa ne gerek çileye?! Şaban AKTAŞ 29.01.2012 |
ve yine de rezilcene açsak dünyada
yüz katlı yapılarda ter döküp karıncalarca
ve yine de yuvasızsak şu yer yüzünde
bu trenler bu uçaklar bu gemiler otobüsler
ve yine yayan ve yapıldaksak
barajlar ışıtmıyorsa karnlık gecemizi
kapısından bakmak bile yasaksa o güzel okulların
ak çarşaflı hastaneler bize haramsa
haramsa hekimlerin ak pak gülücükleri
ölülerimiz kalmışsa kollarımızda
gömülecek bir yerimiz bile yoksa vatanda
ve dövülmüş köpek gibi yalnızsak
bu suç bizim suçumuz ey emekçiler
bu karanlık bizim kendi karanlığımız!"
Hasan Hüseyin KORKMAZGİL
...
tebrikler hak ve haklı mısralarınız için saygı ile..