Sineler muvazeneye muhtaç, umut taç!Ne vakit Kalbimle barışık olmayı dilesem Ruhumun sukut eden melaliyle Nefsimi tezkiye etmek için didinsem Fikrin ve ilmin sahrasında azmin vecdiyle irkilsem Aşkın, aklıma ve izanıma şefaat ettiğini öğrenip Yılgın ve yorgun ümiylerimi yeniden yeşertsem Her lahzasında hamdetmeye erişip Mütmain sinemle göçüp gitse Avuntu yerine edebi bilsem İnsan olmaya namzet canım Nefsi marazları sinesinde barındıran naçarım Takiye adına maslahatı sevmeyen kanım Çıkarım için ulufeye iltifat etmeyen can-ı bizarım Ne zaman hinlik yapana şahit olsam Bin türlü yüzünü görmekten hiç hazlanmasam Yalan ve yanlışları vaktine bırakıp sussam Kalbi sancılarıma aldırmadan uyusam,nazargah olan gönlü ne yapsam Ne yargıcım Ve ne de hakim olmaya namzet hicranım Ancak nefsiyle baş etmek için azmeden vicdanım Münker olan ne varsa nasıl yok sayarım Kerih teselileri ruhuma anlatmaya utanırım Pişkin olmaktan ziyade yok olmayı erdem sayarım Şeref adına ne varsa ibretle idrakimde ararım Akan zamana ve yazılan kitaba bakarım Mavera meşkini sıkılmadan yaşarım Aşkın halinde ki umuda kanarım Can, canan için rehberdir Hangi saikin hakikatinden söz eden dilberdir Hak, ruhuma neşe veren muhabbettir Hakikatin ihyası kalbimde ki ihlasla muteber olan vecdir Ecir, nefsi esir eder, yüreği serinletir Kapalı kapıların açılması için ilm-i edebi öğretir Zan adına ne varsa azabıyla ruhu inletir Önyargılar için nasıl bir iman ki inşirahımla yol alan sefil İnsanı yücelten söyle nedir Ahsen-i takvim üzre taltif edilen gönül kimindir Şer için neden tedbir ve teşhiş kitab-ı celilde hikaye edilmiştir Sünnetin ihyası kim içindir, mübelliği olmak bu kadar acı bir hüzün müdür Aynalar, süretinden yansıyan zahirini aşikar eyler Nefsin ve kalbin şehrilmesi akıl ve izanın için iradene meyleder Azim, ruhun hakikatinden nükser aşkın esininde rızay-ı bariyi diler Yoksa yaşamak, nefes almak için neye bedel, nar ve nur mizan için ne bekler Mustafa CİLASUN |