DAĞILAN GÜL
ne söylersen söyle bu aşk ikimizindi
ikimizindi bir zamanlar aynı gökyüzü bir samanın tutuşması gibi olan şey biraz erzurumdu biraz rize biraz mardin geniş, dingin, sürekli bir yurt gibi ne söylersen söyle rüzgardır duyan düşleri çağıran iri siyah gözleriyle ve yanıbaşımızda mutlu kalan ne var ki belki bir kuş akşamın ölü ağzındaki sadece güldür dağılmış ayaklanmaya ne söylersen söyle ruhum bağırıyor acı içinde bağırıyor giden her şeye uzak kapıların ses verip çağırmadığı mutsuzluk değil mi biraz da şarkıdır üzgün, kırık, iri bir gül gibi kanayan ne söylersen söyle bir gün yiteceğiz çam seli halinde kalabalık bir orman alıp götürecek bizi kuytu ölümlere yaşamanın anlamını sorsam da söyleme konuştukça bir gemi açılıyor kıyıdan. |