VUR BİZİ EY HALKIM
Vurul ey halkım, unut bizi
Asıl,asılabildiğin kadar Sür bizi öldür bizi Zincire vur bileklerimizi.. Biz ki, Yanıp yıkılanlardan arta kalan Ne varsa Ondan bir yurt yaratmış Şu Çılgın Türkler’dik destanlarca... Seni kölelikten Uşaklıktan,sömürüden,zulümden Ve kandan,gözyaşından Azade kılarak Birey saymış da Halk olmuştuk ummanlardan büyük Ve biz Topraktan... Ateşten... Sudan... Demirden doğmuştuk.. Senin sokaklarında hem kız Hem deniz kokar olmuştuk Hürriyetim ve esaretim Ve de çıplak bir yaz güneşi Altında yanan etim için savaşmıştık Ana ben gidiyom düşmana karşı Der de Tek tek ateşler yanan dağlarda Yıldızların ışıldadığı bir gecenin ardından Şayak kalpaklı bir adamın peşinden iz sürmüş Ve sonrasında olgun yemişlerini toplamıştık Cumhuriyetin Biz biliriz bizim işlerimizi Diyen bizdik. Ankara’nın taşına bakan Hoca Nasrettin gibi ağlayarak Bayburtlu Zihni gibi gülen de bizdik bir zamanlar Yine o ilenç ocak aylarından Birindeyiz işte Hukuk adını,özgürlük adına Uygarlık adına Neler neler yapılıyor bu ülkede Kimin eli kimin cebinde Liboşlarımız var bizim,döneklerimiz, İşbirlikçilerimiz... Ve sabetaylarımız, Beyaz Türklerimiz... As bizi ey halkım! Unut bizi Öldür bizi.. Kendi ellerinle böl,parçala,yönet bizi Kopar köklerimimizi... Bir gün topluca sehpahalara çekileceksek Prangasızca Sus ve konuşma Yakına getir o günlerimizi... Dağ gibi karayağızlık senin neyine gerek Arınmak geri kalmışlıklardan Özgürce yaşamak Ve Cumhuriyeti koruyup,kollamak Bayrağımızı dalgalandırmak... Anlama bizi ey halkım Dinleme bizi Bir gün sesimiz birlikte susacak Özgürlük adına bir top çiçek Elimizde kuruyacak! Haykırma ey acını halkım,haykırma! Başını eğ ve haykırma! Bir yol kavşağından geldiğin yere ve yöne dön! Unut bizi ey halkım Parçalara böl bizi UĞURlarca Vur bizi... Öldür bizi... Kopar kellerimizi... |
Bu şiiri Zeynep'in sesinden dinlemek isterim.
Körelmiş beyinleri açabilecek dolu dolu bir şiirdi.