KORKUNUN KRALLIĞI
geceleri bir ıslık
penceremin altında birileri beni çağırıyorlar (yoksa yanılıyor muyum) koşup bakıyorum kimseler yok sarayburnu’nda sis düdükleri mektuplarım kayboluyor posta kutusundan birileri çalıyor ama kim geçen akşam yağmuru değiştirdiler yumuşak başlamıştı tatlı ve ılık nasıl olduysa kestiremedim az sonra sülfirik asitti gökten yağan (cam iplikleri halinde yağıyor değdiği yeri eriterek duman duman) biryerlere gidecek oluyorum ardımda birileri hayal meyal varla yok arası cigaralarını avuçlarında saklamış gözlerinde aynalı güneş gözlükleri (bilmem yanılıyor muyum) daha dün geceyarısı telefonda birileri fakat konuşmuyorlar bir bubi tuzağı sessizliği hüküm sürüyor türlü olasılıklarla yüklü olağanüstü iri bir o kadar da tehditkar (bilmem yanılıyor muyum) beni dehşete düşürmek istiyorlar nasıl oluyor anlamıyorum gece yayın bitmiş televizyonu kapamışım ekranda ansızın birileri kapalı demir bir kapı gibi suratları gözleri ateş saçıyorlar gözlerinde tarifsiz bir hışım bıyıkları zifiri karanlık ele geçirebilirlerse beni öldürmek besbelli maksatları (yanılıyor muyum neyim) yanlış bir mıknatıs fırtınası içindeyim şişe yeşili şerare atlamaları şurup kırmızısı çakıntılar sağım solum her tarafım elektrik korkuyorum korktuğumun bilincindeyim birileri şalteri indirdi indirecek işim bitik |