Düşerken Bile
uzun bacakli bir yaban hayvaniydi aşk
haril haril onu ariyordu Istanbul, duyuyorduk Galata Kulesi’ndeydik, başin omzumdaydi Kule döne döne içimizdeki gökyüzüne akiyordu sevgilim yüregimin ipleriyle dudaklarina indim senin gözbiliminden tenbilimine dönüşürken aşkimiz Kule’den aşagiya firlattim beynimi "Dalgin şair!" dedi Einstein, Niels Bohr’a dönerek "Baksana, unutmuş beynine kanat takmayi!" "Yürekle beyin arasindaki en büyük belirsizliktir aşk" diyerek söze karişti Heisenberg "Belki de, iki yüregin ayni dalga boyunda buluştugu bir salinimdir o!" dedi Louis de Broglie "Aşk, bir kara cisim işimasi degil midir?" böyle sordu Max Planck da dayanamayip işik tozuna bulali gözleriyle "Kendinize geliniz efendiler!" diye söylendi Takiyüddin "Bilimle açiklanamaz aşk, şiirle açiklanabilir ancak! O, uzun saçli bir yildizdir; yüregin içinde taranir" bence sevgilim söylendikçe bizim olan bir şarkidir aşk dikey bir şiirdir bütün kuşlari ayni anda havalandiran Galata Kulesi’nden aşagiya firlattim beynimi, söylemiştim bana bakan uzun bacakli bir yaban hayvaniydi aşk aşagi tükürsem Dördüncü Murat yukari tükürsem Hezarfen Ahmet Çelebi agzimin içinde dilin, bulutlarimi islatan gökirmak sonsuzlugu ikiye bölmektir aşk, kasigina yazdigim ak yazi sevgilim agzina düşerken yanardaginin kanatlarim ol benim kafeslerinden soyundur kuşlarimi baliklarimi çiplakla tuzdan Cenevizli boynumu sev, Venedikli sirtimi Osmanli kokan saçlarimi Anadolu’dan gelen gözlerimi Perali bakişimi sevgilim, Istanbullu ellerimi bana beni animsat sensizken yitirdiklerimi Kule’den aşagiya firlattim beynimi, bir yerlerde yazmiştim bak işte bir çift martinin yanindan geçiyor düşerek irice olani, "Herifin biri kafayi yemiş yine!" diyor yanindakine "Sen aşktan ne anlarsin koca gaga!" diye söyleniyor digeri sevgilim onlara aldirma sen yalnizligin kabuguna çekilip kendi içime düşerken bile kanatlarim kanatlarim kanatlarim ol benim |