AT AVRAT SİLAH
Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun
Sırtımdan kaç güneşi aşırtarak yürüdüm. Yok. Damarlarımdaki alkolü kolonyayla sildim. Yok. Yükseklik korkumu dirseğimle dürterek Kentin bütün üstgeçitlerinden geçtim Evlerde kabuk bağlayan yaralarımı dışarıda rüzgar örseliyor Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun Yok. Sevgilim. Olamadım. İçkilere daha bir dadandım. 1182734. Mesai saatlerinde aranılacak. Yok. Artan her günüm sanki ölüme ekleniyor... Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun Kiraz dalına asılmış bir mendil gibi kaldım bekliyorum tarihin kaçınılmaz fırsatlarını Yok. Sevgilim. Duasız bir din arıyorum. Yok. Leyli bir uyku. Alnı örselenmemiş bir insan Gece yatıya gelen bir umut. Gündüz giden bir ehli müslüman Yağıyorum durup durup bütün yağmurlarımı. Türklerin anayurdundayım. Yalnızım. Alkol. Yok. Savunduğum herşeyin savunmaya geçtiği. Tanrım. Yok. Boğulsam cezir oluyor, yaşasam med. Artık evcil olan kelimeler aranıyorum; Oda. Pipo. Kitap. Çocuk. Ev. Aile. İş. Otobüs. Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun Ancak otuzüç gün üç gece ağlasam avunurum Yok. Küçük Asya’dayım. Ninem Rum. Dedem Yüzbaşı. Kanım A Rh pozitif. Çok bira içince negatifleşiyor. Yok. Sevgilim. Bilemedim iki taşı çatıp bir yapı kurmayı. Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun Kanım çekiliyor dünyayı böyle düşündükçe Yok. Sanki durup dururken saçlarım seyreliyor. Sıcak oldu. Genleştim. Konformist filan oldum. Yenik bir hayvan büyütüyorum koynumda. Yok. Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun At. Avrat. Ve silah. Su. Ateş. Ve toprak. Bütün dinleri böyle kandırarak dinimi buldum Öldüğüm gün davula üç kez vurulacak. Tören. Yok. Kalbim. Bir ayrılığı çalıyor kampana. Tren. Yok. Seni istasyonlarda kaç kere öptüğümü sayamıyorum. Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun 365’le 35’in çarpımı neyse ona göre kurdum kendimi Ondan ötesini ister eksilt ister çoğalt Devrim misin nesin ver artık şu adresini. Yok. İnkılap! İnkılap! İnkılap! İnkılap! |