Ey hak, ne vakit gülecek baht-ı salah!Niçin ümmet-i can mahkum Esaretin zilletinde adeta soluksuz bir lokum Ezen belli, azilen iradenin nerde kaldı şevki ve cesareti Adeta boy gösteriyor umudun solgun nazarları timsali Cehdin ve aşkın ne zaman tesir edecek gönüllerde ki inşirah nişanesi Garp, her vakit mi hükmedip, nefisler kölelik edecek Runun firkati lahzanın ümitlerinde mi sürünüp sönecek Ne vakit secdeler aşkın afakında gönüllere sürur bahşedecek Azim, iradeye hükmedip, akıl ve izanın alinde esirlik bitecek Gülmeye hasret yüzler, titreyen ürkek gönüller saadete erişecek Sefil kimdir, aidiyetine sadakat göstermeyen nefesin süretidir İhsan hangi vakitte ruhuma hükmedip, vecdime geçit verecektir Sevdasına ram olduğum müjde, takiye içinde nasıl el verecektir Hüzün dinecek, sevinç sinelerde filizlenecek, ruha refakat edecektir Dul kalan nisanın, yetim kalmış mahzunun, ağlayan ananın çığlığı dinecek Nur dilerken, nar yüreğimizi vuruyor, sukutumuz artıyor Sesssiz çığlıklar artık gönüllerin mizanında niçin duyulmuyor Ömür göçerken, nefs her zaman haddini aşarken taklit nüksediyor Sanki süretler hüküm sürerken, gönüller çaresiz sukunete göç ediyor Akıl edebe muhtaçken, iradeler köleliğe yöneliyor, gazlerden kan geliyor Kitab-ı celil yerzünün en çok okunan kitabıyken neden sineye işlemiyor Şehrine muhtaç olan lisan hala garipliğin sahrasında sessizce ağlıyor Garbın lehçesi ne kadar cazip geliyor, her nefes onun dilini talim ediyor Oysa ruhun ve kalbin sırrı ihmal ediliyor, taklit üzre aşktan söz ediliyor Hangi nefes bir role soyunsa, sinesinin kitabını anlamadan oynuyorsa gam veriyor Ey Rabbim sen bilirsin, sen gönüllerin sahibi ve en yakın bir rehbersin Neden bu kesmekeşlik yaşanır gönlün sahnesinde, bahtın hak lehçesinde Hakikat niçin yadın hasreti çekilen vecdinde, ruhun sessizliği kimin nezninde İrade senin bahşettiğin bir nimetse, acziyetim ve zafiyetim neyin derdinde Yarab sen bilirsin, sen esirgeyen ve bağışlayan bir Rabsin,umudum senin nasibinde Mustafa CİLASUN |