BİR YİĞİT VARDI!!!Bir yiğit vardı. Genç yaşta sarmıştı saçlarını kefenin rengi. Hem yiğiddi, hemde baba. ALLAH rızkını ilim yoluna talebe taşımakta vermişti. Kahpe dünyanın bozuk düzeni sardı onu, Bir seher vakti rahmet naraları uyandırdı onu. Kalkıp kevser suyu akıtan ibrikten aldı abdestini. Duraarak hakkın divanına eda etti son namazını. Sabah 7 ’ydi sanki bastığı toprak onun yariydi. İlim yoluna diziilen öğrenciler onu beklerdi , Onun huyuydu kimseyi bekletmezdi. Oğlunu ve karısını yanına alarak , Sürdü arabasını sonzuzluğa. Oysa atılmıştı yoluna pusu, Dünya malı için dönmüştü beş hain namlusu. Bir minare boyu gitmişti ancak, Kan kokan barut yağmiştı sağnak sağnak. Dedimya yiğitti evdeydi baba yadigarı. Dönerek baktı arkasına, Yara almış alnından yatıyor karısı. Koşarak indi ölümmüş yazısı. Kurşunlar arasındı hasmını, Tüfek icat oldu diyordu. Köroğlu, Döndü beş insafsızın namlusu . Yere düşen ilk kan damlasıydı, Ölüm meleğinin ona bir nidasıydı, 18 kurşundan biri ölümün ilk faslıydı, çaresizce. Brinci, iknci, üçüncü... Kurşunlar ardı ardından Namussuz namludan çıkıp Yarıyordu her yanından. Bir zeytin ağacının dibinde Vurulmuş aslan yatıyor. Ya RAB şu beşkişiye bak Dünya malı için ahiret satıyor, Ulan bu anı sizmi verdiniz!!! Ak saçına kanlar bulaşıyor, Cahillik kana bulaşmış, Dolmuş taşıyor... |