ŞİİR TADINDA YAŞAMAYI YAŞAMAKSenden başka bir sevgilim olmadı hiç bir zaman, gece yarılarına kadar el-ele yürüdüğüm, ayazın kucağında unutulan kimliğim, onca çabam boşuna mıydı benim, beni tanımamandan korkuyordum. Aradan yıllar geçti biliyorsun, akıp gitti aramızdan delicesine, bırakarak gözlerimizde nemli hayali, sabahları düşledim gecelerimde, buz tutmuş yatağımda sisli hülyalar, bir evimiz olacaktı yeşillikler içinde, fildişi mobilyalar. ıssız sahiller boyunca yapayalnız yürüyorum, alabildiğine uzuyor önümde yollar, kızıyorum ama yine de yürüyorum, hırsımdan titriyorum köpürüyorum, yalnızlığıma, bu hantal şehre tükürüyorum. Gece olduğunda düşmekte yıldızlar bölük-pörçük, gökyüzü yüzüyor ağır-aksak, düşlerimden düşüyordu ay, ikiye bölmüştü ya düşlerimizi tramvay, bir nefes alımıydı duraklar, küçüktü şehir avuç içi kadar. Baktığım her yüz seninkiydi sanırdım, yüzleri olmadan sokağa çıkmıştı insanlar, tıklım tıklım bahçeler parklar lokantalar, bize kurulmuştu bütün sofralar. Kayıyor ayaklarımın altından kaldırımlar, acılar denizinde yaşamaya benziyor sanki, sevdayı paylaşmak, aykırı duraklarda koşmak, yanlış istasyonlarda vedalaşmak. Her şeyden önemlisi sevdayı, el-ele şiir tadında yaşamayı yaşamak... 27 Aralık 2011 |