NÖBETÇİNİN VUKUATI
Yüzbaşım, garajda nöbet tutarken
Hatırıma sıla düştü bu gece Güngören’in horozları öterken Gönül kalktı yola düştü bu gece İçinde dışında yoktur yalanı Anlatayım dur başıma geleni Bir yar için düşüncemin olanı Sapanca’da göle düştü bu gece Bozhöyük’e vardım Güllü kadına Fal açtırdım Ülker’imin adına Gelin olmuş bak şu işin tadına Bizim kısmet ele düştü bu gece Kırk yıl geçse unutamam bu günü Olmuş bitmiş sevdiğimin düğünü Hep çözülmüş sırrımızın düğümü Maceramız dile düştü bu gece Kalbime ateşten vurdular yama Perişan bir halde döndüm kıtama Karakoç bildiğin KARAKOÇ ama, Bilmediğin hale düştü bu gece |