YALNIZLIĞIN PERDE ARKASI
Avuçlarımdan akıyor kum gibi gövdeler
İsimleri farklı, isimleri aynı, anıları farklı… Ben sıktıkça süzülüyor parmaklarımdan aşağı Bilmiyor kimse, yalnızlığıma yürüyorum. Kiralık gülüşlerle insanları izliyorum Gövdem bostancıda bir kayanın kenarına uzanmış Kaldıramıyorum, mecalim yok yürümeye Boynumdan aşağıya inen bir üşüme hissi Yüzümden akan yenilgiler Yüzümde kiralık gülüşlerin son perdesi Her akşam olduğu gibi ellerimi tutan yalnızlık Fakat bu akşam farklı Bu akşama mahsus bir yalancılık Bir sahtelik, sanki gökyüzünde asılı mehtap sahte Sanki yürüyen insanlar da, atılan kahkahalar da Bu akşama mahsus bir sahtelik Derin bir kimsesizliğin iskemlesini işgal eden gövdem kalkmıyor yerinden Yenilmiş aşkların son diyalogları daha söylenmemiş Biten aşkların ardından konuşuyor şimdi dilim, dudaklarım Serin, üşüten matem türküsüne has kelimelerle Bedenim gizliyor kendini… Yalnızlığı yorgan yapıp gizleniyorum kayaların kenarına Gökyüzünde bu akşama mahsus bir sahtelik Yürüyen insanların yürüyüşünde bile bu akşama mahsus bir yalnızlık Bana el sallayan insanlara yolladığım kiralık tebessümler Hatta el sallayan kolları taşıyan yüzlerde bile bu akşama mahsus bir yalnızlık. Yunus Emre ÖKSÜZ. |