İsmini sayıklar dilim, ah eder kalbim!Ne zaman yadetsem Sinemde demlenen firkatinle ruhumu serinletsem Aklım ve izanımla sabrın halinde erisem Nasibin ihyasını beklesem, kanaatle yetinebilsem İçimi titreten hasretin şevkinden vazgeçip Umutların hülyasında dinlensem Ahımla ömür geçirmesem Aşkın şavkıyla yetinsem Hamdedip eğleşsem Beni benden alan bir sır var ruhumda Şehrine malik olmadığım muştuyla Kalbimin lahzasında ki sancıyla Fikretmeye takat erdiremediğim bir sızıyla Gözlerin nereye bakar, niye her daim umutta çar Hissiyatımı tarumar eden ne var Hangi nefes acziyet içinde bırakmak için yaşar Ar ruhun ve kalbin lisanıdır ey yar Yalnız Rabbine el açar Kasvet edep için zarar Ne hazanın i bretinde bizarım, ne de kışım Ben açmayan baharların niyazında saklı bir huysuzum Ne vakit kar yağsa yalnızlık adına vurgunum Bacası tütmeyen mazlum gönülleri sorarım Bir sıcak ekmeğe hasret sabileri ararım Çöpe atılan nimetleri ne yaparım Kalbimin sancısıyla ağlarım Ruhumdan nüksedenle yanarım Dervişin hırkasını ne yaparım Gönülde kuruyan güle acırım Ey hülasasından ibret almayan nefes Hangi kitaplar yazılıyor bir bak İçinde düğümlenen girdaptan çıkıp şelale gibi ak Bir bak etrafına, ayetlerden nükseden o manidar sedaya Salası okunan mevtaya, düşleri kurutan lahzaya Ruhunu şehretmeyen, nefsiyle yetinen cana Mızrap niye ağlar, her vuruşunda bir saklı ibret var Ah yazılır mısralar yakışır güfteler, dile gelen besteler Niye durmazlar hangi lisanın kalbinden konuşurlar Tefekkür etmekten niçin sakınır insanlar İlim öğrenmek farzken niye uzaklar Taklitle yetinip öyle kalırlar Ne olur bir nepze olsun anlamaya çalış Kelimelere ne kadar yabancıysan korkma yakinen tanı İçinde deryaları barındıran latif bir çınar gibidir Ruhunna cazip gelen ne güzel serdir Kalbin niçin aşka taliptir Azmin yoksa gariptir Her can nasibiyledir Hak rızası içindir Mustafa CİLASUN |