Aşkların Yetim Rengi
Yalnızlığımda seni büyüttükçe kalabalıklaşacağım;
Sen kendi kalabalığında hep yalnız olacaksın… I Kapattım ucu kıvrılı yerinden bir defteri Bir defter adınla hükümlü şimdi... Sen kendinin pası, kilidi. Gençliğin kendine savurur seni, Esmersin, cehennemin dibinde doğmuşsun, baban iki karılı; evlerde, erkenlerde bekler seni. Sen feodalizmin kara dilberi, gündüzlerin gölgesindeydi sevgi. Gölgesinden gündüzlerin iklimler geçti… Sesin şimdi kanayan bir gül gibi: Kangren... II Sen orda kendi manastırının huysuz müridi. Sen orda bir korkuda, bir şarkıda, ölüm susan uğultuda… Sen orda düşlerine leş kargası tüneyen! Elleri ayazlarda sen orda, esmerliğine rehin feodal şatolarda.. Uyurken sen hasretin avlusunda, gündüzlerin gölgesinde oturuyordum. Sonra boşuna çizdim karanlığa resmini. Boşuna... Ezberleyip hasreti… Oysa nasıl istersen öyle gebertebilirdin beni. Nasıl istersen! Artık sulara k(atalım) aşkların yetim rengini... |