3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1052
Okunma

Gün kaybolmaya görsün ufuktan
Yavuz hırsız gibi özlemin
Tek bir iz bırakmadan sızar odalarına ruhumun
Elinde sevdadan fenerler
Toplar gider bilmez yokluk
İçimde kalan Yusuf’un kuyusundan
Daha karanlık bir boşluk
Sönmüş sevda fenerleri
Parmaklarımın ucunda
Bulduğum karanlıklardan daha derin ümitsizlik
Yayılır dimağımda
Çürümüş beden gibi
Eskidikçe ağırlaşan tadıyla çaresizlik
Uzar gecenin tırnakları yüreğimden içeri
Döker kanımı helal bilir
Eksilen esrik bir hoşluk
Duyulmaz dualarım soyulur kelimeden
Ağzımda gelincik yaraları
Zamanın rahmi yırtık
Fışkırır istek bedenden
Fışkırır gibi topraktan
Dilimde zamanı sağır eden kadim çığlık
Hep o çığlık
Ölüm şerbet gelir cana
Uzanmak ister teneşire
Serilmiş gibi altına cennetlerden gülistanlık
Almaz canımı azrail
kanırtır göğsümden yukarı
Oynaşır aynasında zamanın gözlerimde ki son ışık!
ElçiNSevgİ/ 2011 Ankara
5.0
100% (3)