===VİCDAN VE CÜZDAN===Bir ramazan günüydü, Havaysa yağmurluydu; Belediyenin yemek kuyruğunda, Onlarca fakir vardı. Dikkatimi bir köşede çocuğuyla duran, Bir abla çekti. Çocuğun elbiseleri eski mi eski, Ayakkabılarıysa yırtıktı. Titriyordu yavrucak, Havaysa biraz soğuktu. İçim sızladı; yanaştım yanlarına, Kusura bakma abla diye başladım söze, Çocuğun durumunu sordum. Belediyeden biri sandı beni, Başladı anlatmaya: -Beyim, bir tekstil fabrikasında çalışmaktaydı. Geçimimiz çok güzeldi; allahım’a şükür. Bir gün kara bir haberle sarsıldık. Özel bir hastaneden bir telefon geldi; Eşin komada dediler. Apar topar hemen hastaneye gittim. İş yerinde kaza geçirmiş, Bir arabayla hastane önüne bırakıp kaçmışlar, Vicdanlarını bir kenara atmışlar..... _Neden böyle bir şey yapmışlar? _Sigorta yapmadıklarından. _Kaç yıldır çalışıyordu o fabrikada eşin? _Tam yedi yıl. Anlayacağın bütün birikimlerimizi hastaneye yatırdık, Beş parasız olarak eve döndük. Eşimse bitkisel hayattaydı; Ömür boyu yatalak kalacaktı. _Tazminat ödemedi mi? _Bizi tanımadılar bile, Onlara göre öyle bir işçi çalışmamış, Hiçbir zaman fabrikalarında! _Dava açsaydınız. _Bizi tehdit ettiler, Firmamızı karıştırırsanız, karşı dava açarız dediler. Mecburen vazgeçtik. Hem beş paramız bile kalmamıştı. Biz davamızı, yüce allahım’a havale ettik.... _Kaç tane çocuğunuz var abla? _Üç tane. Biri ilkokula gidiyor, Birisi bu. Büyük oğlumuysa, lise son sınıftan bıraktırmak zorunda kaldık, Elektrikçinin yanında çıraklık yapıyor. _Neden böyle bir şey yaptınız? Çocuğunuzun istikbaliyle oynadınız? Eşinizi emekli yapamadınız mı? _Çok uğraştık ama olmadı. Sigortalı bir günü bile bulunamadı. Çalıştığı fabrika sigorta yapmış olsaydı; Şimdi emekli olacaktı. Bizse rahat edecektik. Eşim yatalak ona bakıyorum. Bu yüzden ben de çalışamıyorum. Bu mübarek ayda beddua ediyorum. Eşim gibi mazlumların, haklarını yiyenlere, Beddua ediyorum! _Oğlunuzun çıraklıktan kazandığıyla mı geçiniyorsunuz? _Maalesef öyle, Yavrumun sırtında koca bir yük. Bizi geçindirmeye çalışıyor. Allah’tan evimiz kira değil. Buna şükrediyoruz. Ramazanları çok seviyorum. Bu sayede evime sıcak yemek giriyor. Allah sizi inandırsın. Günlerce çayla ekmekten, başka bir şey yiyemiyorduk. Hani derler, fakirin katığı soğan. Soğanda pahalı alamıyoruz ki.... Duygulandım, cebimdeki son parayı ufaklığa uzatıp, Hızla oradan uzaklaştım. O gün iftarda lokmalar boğazıma dizildi, Gözlerim doldu. Bir insanı sigortasız çalıştırmak, O insanın hakkını çalmaktır. Hem devleti dolandırmak, Hem de kul hakkında kalmaktır. Bilinsin ki, mazlumların ahı, Kimsenin yanına kalmayacaktır. Yılmaz Çelik |
herkesta bir vurdumduymazlık almış gidiyor...
hangimiz tek başımıza yetişebilirizki...
yazan yüreğine kalemine sağlık...
kutluyorum sevgimle...