Sokakların dilinden, sessizleşen ecrinden!Ne vakit boş bir kutu görsem Sukut edip, sessizliğe bürünerek tefekkür etsem Kalbi lekelerimi nasıl telafi ne kadar gizlesem İçinden çıkılmaz bir halin haşyetiyle nefeslensem Hiç bıkmadan gözyaşlarımı titreyerek serdetsem Hayal mi yanlış, emel mi ruhumda sızlanış Sabır niye hicran içinde ki hıçkırış ve bir arayış Kanaat etmek midir söyle suskunluğa kanış Yoksa emek vermeden ağlayış,avuntu için yanış Kalkıp bir etrafıma baksam,hüzün içindedir uyanış Nice kaldırımları andım Issız sokakları içimde yaşadım Niçin beyhude bir metanetin halinde kaldım Ne zaman farkına vardım, yaşamak adına sızlandım Umudu ne sandım, halis bir kalp sahibi olmaya uzaktım İçimi sızlatan cürümlerim yanımda Çıkmaya aday bir kitabın ahını yaşayan zavallılıkta Hışkırıklarım gönlümden uzak sahraların vakarında Firkat denen sevda sanki rüyalarda, inşirah çok uzaklarda Farkı fark ettiren ihsan vecdin inhisarında ki tavda Şimdi kanadı kırılmış kuşun sezgisinde hicranım Ne tarafa baksan bir endişe taşımaktayım, neye muhtacım Nerden insan süretinde ki cenahtan bu kadar kaygılıyım İçimden çıkmayan mizanı ben mi korkuyla yaşamaktayım Hangi halin sadrında müddet-i nefes için çare aramaktayım Hangi elbiseyi giysem sanki uryanım, korkuya mı açım Bin bir lahzada sergilenen nahoşluğun içinde yaşamaktayım Nereye kaçayım, nasıl anlamak adına irademden uzaklaşayım Muvazene mi nasıl unutayım, yaşamak için mi solumaktayım Yoksa ruhumun arından terennüm ettiğim aşkı ne yağmalıyım Ey saki bakıpta acıma halime, nazar ettiğim değerlere Mazimi unutturan aç gailelere, manadan uzaklaştıran hallere Nefsimi okşayan bıçkın heveslere, heyacan zerkeden bin şerre Nüfus için koşturan yılgın nefeslere, kandırmak için kuşanan ere Sukunet halinde akan zamanın ahdine, takkikime el koyan kedere Artık her yanım sararan yaprağın hicranında, edep farkıyla Dalların sukut edişi var gönül diyarımda, gözyaşı durmayınca Kalan nefes, ne kadar renksizleşiyor heves, mizan yakınlaşınca Terennüm ettiğim bir aşk toprağın ahını an be an hatırlatınca Nedensiz hal, ecirsiz sual,zavallı bir enaniyet nefsime kalınca Mustafa CİLASUN |