DAĞ LALESİ...
DAĞ LALESİ...
Bir kırmızı dağ lalesiydi. Can evimde gizlenen. Bir sevgin vardı içimde. Dağ oldu, deniz oldu. Söylenmez anlatılmaz. Sen yoktun ak elleri kınalım. Ben ağlıyordum yalnızlığıma hep. Durup, durup Savururdun sarı saçlarını. Bir saçlarının güzelliği vardı. Ben yüzünün o tatlı gülmesine hasrettim. Söylemedim bu acımı kimselere. Ama hiç kimselere. Bir kırmızı dağ lalesiydi. Yüreğimde gizlenen. Dal yaprağa bulut yağmura Gebe kaldı. Sancı çekiyordu O kara toprak. Dualar ediyordum. O yüce Mevlaya hep. Durup durup Bir hoş gülümserdin. Bir tatlı gülmsemen vardı. Ben ellerinin kınasına hasrettim. Söylemedim derdimi kimselere. Ama hiç kimselere. Bir kırmızı dağ lalesiydi. Canbağımda gizlenen Bu onulmaz sevdamı Anlatmadım kimselere Ama! hiç kimselere. Bir sır gibi sakladım. Umdu katık ettim ekmeğime. Durup, durup Güller takardın Bir beyaz gül takardın sarı saçlarına. Ben ellerinin sıcaklığına hasrettim. Söylemedim kederimi kimselere. Ama hiç kimselere. Bir kırmızı dağ lalesiydi. Şu gönlümde gizlenen. İçimde yüce bir sevgin vardı. Kaç denizi geçtim. Kaç yangından kurtuldum. Sancı çekiyordu dalında yaprak. Ben ağlıyordum yalnızlığıma hep. Durup, durup Ocakbeyim,Canbeyim derdin bana. Bir pembe gül takardın saçlarına. Ben saçlarının örgüsüne hasrettim. Anlatmadım söylemedim kimselere. Ama! hiç kimselere. Arif ocakçı O-C-A-K-B-E-Y. |