Sıratta sorulur sorumuz bizimDemlenir bir sabah fecrin nöbeti Yemyeşil ekilir darımız bizim Sefere meyledip Bismillah derken Yollarda kaybolur yarımız bizim Biz ki üç beş kişi üç beş divâne Ya da kırka yakın kırka pervane Sükûta perçinli hâlde virâne Gülzârı kavurur hârımız bizim Güneşten sıcaktır gözlerde buğu Bal şerbeti gelir ikrâmsa ağu Ömür bir basamak görünmez kuğu Âşk içinde aşktır varımız bizim Akıl tahtamızda kırılır keser Gün gelir gözlerde fırtına eser Ne çıkar bilmezse bizleri beşer Muhabbet fışkırır terimiz bizim Derde eyvallah der dil’de istidâ Tanrı dağı kadar yorgundur veda Bir gün kapısını açınca Hûda Yetmiş bin âlemdir kârımız bizim Gönlümüz benzeşir kırık mızraba Meczûbi bakarız gece mehtâba Güleriz nefs denen kirli hitâba Efkârı sır yapar sırrımız bizim Maddeye kul olmuş koşarken sürü Bizler bu zamanın muhacir türü Kimimiz Yunus’tur kimi Gök Börü Altay’dan Tuna’ya turumuz bizim Gün gelir an susar duman eksilir Makberî’ye ihsân zaman eksilir Son kulaç son adım liman eksilir Sıratta sorulur sorumuz bizim Makberî – Ahmet Akkoyun......10/11/2011....21:35....İst |
Akıl tahtamızda kırılır keser
Gün gelir gözlerde fırtına eser
Ne çıkar bilmezse bizleri beşer
Muhabbet fışkırır terimiz bizim
Biz seni biliyoruz dev yurekli Ozan,Mevla iki dunyada da umduklarina nail eylesin,binlerce kere eline yuregine saglik.Hurmetle