çekyatedebiyatı-64
Üzerinde uzun süredir,
Çalıştığım projem bitmişti. Adını; ‘Hanımlara iyi bakmak lazım, Yenileri çok pahalı’ koyarak, Yayınevinin editörüne teslim ettim. O sırada, Kitap kapak tasarımcısı arkadaş ile Hem tanıştım, Hem de Nasıl olmalı? Bu konuları, Konuştum. Kafamda, Hasan Güzelses’i videoya çekmek, www.youtube.com/watch?v=aPlhutb1BK4 (Meğerse benden önce birileri erken davranmış!) Arkasına Derbeder müziğini koymak, Video paylaşım sitesine yüklemek düşüncesi vardı. Hasan Güzelses’i bilenler bilir, Bilmeyenler, Ankara, İzmir caddesine 17’den sonra giderse, Ne demek istediğimi, Daha iyi anlar. Hem müzisyen Hem de komedyen, Biraz da kafadan çatlak! Dediler ki, Abi her gün gelir ama 17’den önce sahne almaz! Şuna bak sen! Meşhur olmadan, Ne kurallar koymuş kendine! Bir de meşhur olursa, Vay halimize! Yüzünü bile göremeyiz, Herhalde. Tam bu sırada, Kızımdan bir mesaj geldi; Buba, Bana exploring use uf english 2 kitabını alır mısın? Hasan Güzelses’e kadar, Hem oyalanırım, Hem de Bu kitabı alırım diye Başladım sormaya; Ulan, sora sora Bağdat bulunurmuş, Bu kitap yok! Sanki yer yarıldı, İçine girdi! Kime sorsam? Yok Allah’ım, yok! Az çok İngilizcemiz var ya Ben de telaffuzu ile söylüyorum, Söyledikçe, Kitapçılar diyor ki; Buyur!... Yani anlamadık, Bu sefer mesajı gösteriyorum, Yok diyorlar, Yok Allah, Yok! Ayaklarıma kara sular indi, Tam ümidimi yitirmek üzere iken, En son kitapçı demesin mi? Bizde var Abi. Kullarını sevindirmek istersen, Önce elindekini kaybettirecek, Ardından bulduracaksın! Ulan şimdi bulamasak, Kız demez mi? Ya babama da Kırk yılda bir, Bir şey söyledik, Onu da Bulamadı geldi. Karizma, Racon olayı, Yani. Az ileride, Baktım, Kızılay aracı. Adamın kanını emip duruyorlar. Ah bir de şu ahiret soruları olmasa? Eşini aldattın mı? Yabancı bir kadınla beraber oldun mu? Sapık ilişkilerin var mı? Varsa neler? Yok, daha neler? Doğrusunu söylemek gerekirse, Okumuyorum, Kafadan sallıyorum, Fark eden olursa, O zaman evet’i hayır yapın! Doktor hanım, Tansiyonumu ölçtü, Ben buna, Motor yağ basınç göstergesi diyorum. Yeşil aralıkta imiş, Yani, motor sağlam. Hemşire geldi, Sık yumruğunu, Rahat olun, Uzatın elinizi. Ulan, kalp ameliyatı oldum, Narkozdan sonrasını hatırlamıyorum, Şu jilet ile parmaktan kan almaları var ya, Adamı, Kalp ameliyatından beter ediyor! Allah’ma! Hemşire ile Bir iki laf ederken, Beni tanımasın mı? A, O sizsiniz? Kitaplarınızı okudum, Çok güldüm, Ki Ben kolay kolay gülen biri değilim. Şimdi ben, Çelişkili bir adamım. Hem meşhur olmak istemiyorum, Hem de Hoşuma gidiyor, Bu durum! Hatta Bu gün yayımlanmış, İki yerel gazetede, Hem benden bahsediyor, Hem de Kitabımdan. İstemiyorum ama Yan cebe koy misali Bir durum bu, Yani. Böyle bir hayranı bulmuş iken, Yanımdan hiç ayırmadığım kitaplarımdan, İkisini imzaladım, verdim. Tam bu sırada Kayıtlı olmayan bir numara, Cayır cayır, Beni arıyor, Sol kolumda kan alma aparatı, Sağ elimle cebi açtım; Ne kadar zor Yarabbim! Şu solaklık! Zaten hayatım, Boyunca, Bir türlü sağlak olamadım! Alo hangi hayranım? Arayan yan komşu; Demesin mi? Dolapları çekiyoruz, Gücümüz yetmedi, Hemen gelebilir misiniz? Ulan dedim; Hanım olsa böyle emretmez, Bu işte bir iş var ama… En erken, Bir saat sonra gelirim, dedim. Hayır dedi, Hemen gelmelisiniz! Allah Allah! Babaları da daha henüz yeni, Hakkın rahmetine kavuştu, Erkek yok başlarında, Kırmak ta istemiyorum, Hemen Mesut arkadaşı aradım, Yardımcı olup olamayacaklarını sordum, Abi ne demek dedi! Emrin olur! Tekrar komşuyu aradım, Ona da kan veriyorum demek istemiyorum, Benim yerime, Arkadaş Mest gelecek dedim, Demesin mi? Hayır, istemez İlle de siz gelin! Dedim ulan, Galiba, Dayak istiyor bu kız! Biz ne yapıyoruz, O ne diyor? Kan verme töreni bitince, Hemen ayağa kalkmama, Meyve suyu ve bisküvi, İkramından sonra, Şöyle ayağa kalktım, Baktım durum fena değil, Mesafe pek yakın değil ama Bir taksiye atlayayım, Kaç yazarsa yazar, Dememiş miydi? Taş bebek, ablamız, Gönül Yazar! Hemen gideyim, Bari dedim. Baktım bir taksi orada duruyor, Elimi kaldırdım, Yanlış anlaşılmasın diye el kaldırılır, Bacak değil! (Ayaz bir espri) Daha adımımı atar atmaz, Bismillahirrahmanirrahim, Radyo son ses açık, İlahiler dinlemekte. Tövbe estağfurullah, Dedim içimden, Taksi mi? Cami mi? Elhemdüllah, Ben de müslümanım, Hadi dinlesin dinlemesine de Son ses neden açık ? Yolda biraz sohbet ettik, Abi ne iş yaparsın? Boş gezenin boş kalfası dedim, Baba parası yiyorum. Ardından, Nerede oturuyorsun? Valla dedim, Ben oturmam, Sürekli ayaktayım! Aslında Bu şu demek, Özele girme! Kardeşim, özele girme! Kısa kes Aydın havası olsun, İşimize bakalım! Bir an önce evimize varalım, Ama Taksici de bir ilginç geldi. Allah bilir ya Evin önünde inmek istemedim. Uzak bir yerde inip Eve doğru yürümeye başladım, Ana o da ne? Arkamda bir taksi, Beni takipte sanki. Dikkatle baktım, Az önce indiğim taksi. Diyecek çok şey var ama Uzmanların mahalle baskısı diye Tartıştıkları bir olay, Bu mahalle değil, Taksi! Eve varmak üzere iken, Komşular demesin mi? Eşinizin üzerine, Mutfak dolabı düştü! Ulan dedim, Ev yeni. Dolap yeni, Karı eski! Nasıl olur? Demeye daha dilim varmadan, Hanım hastanede değil eve getirilmiş. Girdim eve, Hanım uzanmış divana, Elbette, Bizim çekyatı okumuyor, Hariçten bir güzel gazel okuyor! Mutfakta ise Dolap gitmiş, Karşımda duvar! Hani derler ya Ev alma, Komşu al! İşte insan, O zaman, Bir kez daha anlıyor, Sağ olsunlar, Hem bana, Direk haber vermeden, Hem de en iyi şekilde, Apartmanca, Can siparane bir şekilde, Hanımı hastaneye, Mutfağı da Çöpe. O telaş ortamında, Bir de filme alsalarmış, Tam olacakmış! Hanımda birkaç ufak tefek sıyrık, Ama beyin önemli! Kafaya düşmüş mübarek! Kafa bu, Tencere değil ki! Müşahede altında tutulması gerekiyor. Bizim teknik eleman, Mesut dedi ki; Abi bu iş, Uygun matkap kullanılmaması ile Duvara dübel konulmamasından kaynaklanıyor. Yani Hayat; Pamuk ipliğine değil, Dübele bağlı! Allah göstermesin, Cam şah damarını kesse, Anında gider insan. Tavsiyem; Bir uzmana kontrol ettirin, Fazlalıkları alın, Azaltabileceğiniz kadar azaltın, Hatta bu Ramazanda, İhtiyacı olanlara, Yardım olarak verin. Hem hayra girmiş olur, Hem de Kendi hayrınıza. İnsan kaşla göz arasında ölebilir, Bir anda. Hem de Hiç akla gelmeyecek şekilde. Zaten kaza geliyorum demiyor, Geliyor, Önemli olan, Ucuz etin yağnisi, Yavan olsa da Ucuz atlatmak! Mesut anlattı, Ben de Olay anı gibi olmasa da Videoya çektim. Bu arada müteahhidi çağırdım, Aha al bak! Senin yaptığın ev böyle der gibi Yerinde gösterdim. Hemen marangozu aradı. Pazartesi gelecekmiş. Hanıma dedim ki Bu olaydan dolayı, Kırılan dökülen, Zarar gören ne varsa, Hepsini yaz bir kâğıda, Bana ver, Gerisine karışma! Diyeceğim ki; Kardeşim hep duyardım, İnsan hayatı, Pamuk ipliğine bağlı. Pamuk ipliğine şahit olamadım ama Dübele şahit oldum. Dübel deyip, geçmeyin! Ya İşi bilmemeden, Ya da Çok küçük hesap yapma, Nerdeyse Bir faciaya sebep olacaktı. Senden, İsteğim; Sadece yeni bir dolap yapman değil, Bundan dolayı meydana gelen zararları da karşılaman, Manevi sıkıntı da cabası. Eğer yapmayacaksan, Hiç el sürme, Mahkemede hesaplaşalım. Apartman şahit, Elde video çekimleri, Hastane raporları. Sen bilirsin. Adalet geç işliyor ama Bir gün tecelli eder, Nasıl olsa! Sıra geldi iftar saatine, Tüm apartman, Bizim hanımla ilgilenmekten, Kimse yemek yapamamış. Bize de Durumdan vazife çıkarmak kaldı. Başka bir arkadaşın evinde, Hep beraber, Cümbür cemaat, Allah ne verdi ise Hem yedik, Hem de Ağlanacak halimize güldük! Eğlendik. Gece saat 22’de Hanım demesin mi? Devlet hastanesindeki doktor demiş ki; Beyin tomosu çektirseniz fena olmaz. Ulan, hem bu işin şakası yok, Hem de ihmale gelmez, Ne de olsa; Hanımlara iyi bakmak lazım, Yenileri çok pahalı, Diyen kim? Çıktık açık alınla, Birinci hastaneye, Doktor dinledi Dedi ki, Valla burada işiniz uzun sürer. Cihaz bozuk, Beyinciye gel desem, En erken, Bir saatte gelir, Yani Kibarca, Hadi size güle güle! Hemen yan tarafta, İkinci hastaneye gittik, Aman Allah’ım, Sanki canı sıkılan herkes acile gelmiş. Halkımız sever be, aceleyi! Doktor da Dürüstçe, Demiş ki; En erken, İki saat sonra, Sizinle ilgilenebilirim. Bu arada, Aklıma sık sık övülen, Sağlık reformları geliyor, Batan güneş, Beni de al diyorum, içimden. Sırada üçüncü hastane var, Geçen sefer, Çok iyi bilmemize rağmen, İşler hiç te iyi gitmemişti. Çekine çekine oraya giriş yaptık, Allah Allah! Sıra hemen geldi. Biraz bürokrasi, Biraz hizmet unsurlarının Aynı binada olmama sıkıntıları var ama Hemen çekildi, Beyin tomosu. Demek ki, Hanımda beyin var! Artık kızgınlık anında, Beyinsiz dememek lazım! Dersem, Çıkar gösterir, valla. Bir kere, Ağzımdan kaçmıştı, MR parasını bana ödetti, Ceza olarak! Ama biz doktora gösterdik, Baktı, baktı... İnceledi, inceledi… Dedi ki, Şimdilik bir şey görünmüyor, Ama siz iki saatte bir uyandırıp Kontrol edin! Herkes gülmeye başladı, Bu sefer. Doktor dedi ki; Neden güldünüz? Ah doktor dediler, O bir yatar, Bir de kalkar, Bostan karpuzu gibidir! Top atsan uyanmaz. Ne de olsak, Derin adamız ya! Uykumuz da derin! Eve dönüş, Gece yarısını geçti, O günün yorgunluğu, Stresi, Hepimizi yatağa serdi. Sözde iki saatte bir kalkıp, Hanımı kontrol etmesi gereken ben, Sabaha kadar, Her zamanki gibi Mışıl mışıl uyumuşum! Sabah uyanınca, Hanıma dedim ki; Yaşadığına göre Gayet iyisin! |
bu neydi hocam böyle, ben okurken yoruldum, sizin kalbiniz nasıl dayandı bunca şeye , maşallah diyim .
Hanımlara iyi bakmak lazım,
Yenileri çok pahalı,
Diyen kim?
siz :-)) tebrik, selam ,saygılarımla..