xiyalé şikeşti(kırık imgeler)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Öncesi yok birden karınca dedi dilim
Dil söyledi gönül onayladı o karınca Hep çalıştı yıllar boyu Taşıdığı yükü omuzlarından büyüktü birol akbaba..
jî tamara ne sibé mayé ne iroj
jî binara ne şevek maye ne nivroj jî agirra ne moristan ne daristan jî avéra ne mesi u ne desi herdem moristan jî hev xeberdıdan tu dem dernakeve jî deva xendevan rakir jî zanengiyé pertalé xwe şvan séwi u tezi man moristan lı dervan evina dila tefiya lı seré şwan lefiya bini da ma du havin çu disa payiz hat dı payizé da tune tu pel weşiyan nema tû tu çu dermané mın nat dengé mın dure jı tevéra lé jî tera wek mın wek te nizanım ez jî wek çı? lé bı zımanım berdilé xweda ce/lal ca lal bıbe lal lal de/dal ca nebe lal de/lal min nekir tev tekir min dıl vekir jî tera teji mın heznekir u ez bawerim te femkir dılé mın bıtekine wek zebeş u bıla bıbe wek siya dare reş... tadlar için ne yarın kalmış ne de bugün kokular için ne sabah kalmış ne de öğlen ateş için ne karınca ne de orman su için ne balık ne de kılçık onlar her zaman birbirinin arkasından konuşuyordu hiçbir zaman çıkmazdı ağızdan’ okuyanlar’ kaldırdı eğitimden neyi varsa çoban çıplak ve kimsesiz kaldı dışarlarda onlar gönüldeki sevda söndü çobanın üstüne çullandı altında estirdi duman yaz gitti yine sonbahar geldi sonbaharda sen yoksun yapraklar döküldü kalmadı dut sen gittin dermanım gelmedi sesim uzak gelir güneşe ama sana benim gibi senin gibi bilmem ki ne gibi celal dilsiz kalsana dilsiz sevgili! kalma sen dilsiz ben yapmadım sen yaptın gönül açtım sana sen beni sevemedin gönlümü parçala karpuz gibi ve olsun ağacın gölgesi gibi siyah yunus tapancı |