Oradaydık XIXOradaydık işte yine, Üst üste dizilmiş anı defterlerinin aralarında, Gülleri kurutup anmak istediğimiz zamanlarda, Sevdalı fotoğrafları tam ortasından yırttığımız vakitlerde, Derin derin taziyelerle ağlamaya çalıştığımız zamanlarda, Ağlamaya çalışıp da ağlayamadığımız zamanlarda, Ağlayamadığımız zamanların yerine seviştiğimiz zamanlarda… Oradaydık bu sefer işte o dar mı dar koridorlarda, Bir hastanenin soğuğa çalan ama vefakar koridorlarında, Hiç birimiz, hiç birimizi tanımazken onca simasızlıkta, Ama her birimiz her birimizi hayal ceddinden bilir gibi, Yolda görsek tanımaz da bir çukur gibi görmezden gelirdik oysa, Oysa öğrendik ki acılar ne kadar yaklaştırırmış aklın gönüllerini, Kendi koridorlarımızda öğrendik tüm bu çelişkileri, bir temizlikçi durmadan gözyaşlarını siliyordu koridorlarda, ayak bağı olmamak için gönül bağlarımızı bağlıyorduk hepimiz Oradaydık işte o koridorlarda , İki bayram arası daha fazla kötüleşmeden, Hepimiz beyaz gölgeler giymiştik şifa niyetine, “Geçmiş olsun” lar diyorduk herkeslere, “geçmişte kalsın sızılarınız” diyorduk herkeslere, Onca kanamalarına rağmen, bir tebessüm herkeslerden, Kült hemşire yine “sus” işareti yapıyor, Bağıramıyor da kimse öldüklerine, Sesli bir ağıt çakamıyor da kimse efkarlarına, Oradaydık işte devaların ziyaretçi saatlerinde, Oradaydık bir kez, bir kez daha, Kez-lerimizi son bir gayretle biriktirmeye çalışırken Tüm lokman hekimler yine hastane önünde, üçü beş liraya karadulavrat otu satarken Oradaydık aslında, Yeryüzünün tüm koridorlarında, Hastane koridorlarında, Kütüphane koridorlarında, Okul koridorlarında, Yaşam koridorlarında, Ayrılık koridorlarında, Sevinçten sevişme koridorlarında, Hüzünden ağlama koridorlarında, Bir oda çadır koridorlarında, Gördük ki, Tüm koridorlar tüm koridorlara bağlı aslında, Gördük ki tüm koridorlar arasında var bir gizil geçit, Gördük ki o geçitler aslında bizi bize yakınlaştıran Oradaydık yinelerimiz – kez- lerimiz ve tüm geçmişimizle, “Zinhar” dedik aynı zamanda, hepimiz aynı ağızla, Aynı ağızdan çıkan aynı şefkatli cümlelerle, Zinhar! Zinhar, o koridorlar o geçitler o acılar o sevinçler, Aynı toprağın elementleri değil midir, vücut gibi Vücut gibi dörtte üçümüz su değil midir duygularla çevrili Dörtte uçu su ile çevrili bir sınav adacığı değil miyiz hepimiz, Oradayken yazdık tüm bunları, Tenlerimiz geçmezse ruhumuzun geçeceği o koridorlardan En son yerden göğe birleşecek koridorlarımızdan… Oktay Coşar |
Gördük ki o geçitler aslında bizi bize yakınlaştıran
...................................................................
biz o geçitlerden dizüstü sürünüp geçerken
yerde bulduk birbirimizin düşen düşlerini
ve kaldırmak için yerden, elimizi uzattığımızda
ellerimiz tanıştı önce düşlerimizle.
oradaydık işte,düşen düşlerin eski sahipleri
güzel düşleri ayıklamak için birbirimize el verdiğimizde.