Güzel NiksarBir başka güzellik vermiş Yaradan. Mevsim mevsim açan güllerin güzel. Öylesi fidanlar doğmuş anadan. Uzaktan görünen ellerin güzel. Kara taş döşeli bir cadde vardı Ne çamur görürdük nede tozardı Çanakçı bir başka,başka azardı Seher vakti esen yellerin güzel. Canik dağlarıydı sıkıca saran Kalenin bağrına dikçe saplanan Yeşille ovası dağı kaplanan Yıkılmış esneyen köylerin güzel. Maduruy du adı bilmem ne şimdi Mahallem, ailem, aşım, işimdi Gözümün üstünde yaydı kaşımdı Sırt sırta bel veren evlerin güzel Taş bina kıyamda tarihe karşı Önünde meydanı iç içe çarşı Minare heybetli binaya karşı Keşfi’den yükselen seslerin güzel. Arasta yorgundu leylekli hasta. Köprüyü geçince Emrah yamaçta Hasretim tozuna bak gönül yasta Habersiz ses veren sellerin güzel. Bir başka güzeldi sende okumak Attığım adımda sevda dokumak Gizli sevgiliyle aşkı yaşamak Mertlere soy veren döllerin güzel. Ömrümün son demi! Görmek isterim Yanılmaz bilirim güçlü hislerim Bir O’nu sevmiştim onu gözlerim Hasretim! Gel diyen gözlerin güzel Bu sevda içimde kaynar ha kaynar Bir umut beklerim hislerim oynar Saçının teline değişmem on yar Yazına dur diyen güzlerin güzel. Naim’im sevdamı bildiremedim. Bu yüzden bahtını güldüremedim. Hasreti büyüdü öldüremedim. İçimde harlanan közlerin güzel. Karamürsel - 13 Ekim 2010 /00.52 Bedrettin Naim Arslan |
Daim ol