NALAN ile RIZA
Bu Nalan ve Rıza nın hikayesidir.
NALAN:Bir ay parçası KIvrımlı iki zülfü,gözünde sürmenin utandığı Kara benine kara anberin tutulduğu Kızıl dudakları gül; İnci dişler güle düşmüş çiğ taneleri. Konuşunça nefesiyle ölü gönülleri dirilten Sussa diri gönülleri öldüren. Baksa doğan bakışlı; Ama ceylan gözlü. Baştan ayağa gamze. velhasıl söz çoktur güzelliğin vasıflarını söylemek için; Ama güzelliğinin tatlılığına hiç söz yoktur. RIZA:Anadolu denen yerden gelmiş Teni toprak kokmakta... Dostuna kul, düşmanına kurşun Derin bakışlı ,yalansız Delikanlı Nalan cennetten bir huri Rıza karanlıkta bir nur. Nalan güzellik şahikasında dolunay Rıza aşk iklimindebir sultan. Heyhat!.. Keşismiş yolları ömürlerinin ikinci yarısında İlk tanışma, ilk sıcaklık ve o ilk bakışma Nalan bakışlarını ok eylemiş fırlatmiş, Eğri yayından Rıza ya Rıza bakmışki atış karavana Ulen demiş; Durayım bende ’’o’’ ok un yoluna Saplansın bağrıma... Yılın en son günü Altı saat kala yeni yıla Duygular artık dökülmüş lafa. iki can bir canan olmuş o mekanda Karışmış diz dirsek mutluluğun sarhoşluğunda Aynı kadehden içmişler aşkın şarabını Sevmişler birbirlerini çıkarsızca Nalan bela çemeninin gül fidanı Rıza vefa göğünün hilali. Şu gülen ,güzellik ordusunun şahı Bu sevinen gam ülkesinin dilencisi Biri imrenme,öbürü ayıplanma Biri dillere destan,öbürü efsaneler güzeli Kuçak kuçağa iki güneş Dudak dudağa iki deniz. Rıza evvelden sanki tanıyormuş Nalan’ı Yada öyle sanmış belki, o an anlamış; Anlamış insanlara ^gönül^ verildiğini Ve ezelde(kalu-belada) aşkın yaratıldığını Anlamış güzeli ve güzelliği Anlamış ilahi sırrı; insanın bir ayna olduğunu Ve Yaradan ’ın onda Kendisi’ni temaşa ettiğini. 29.10.2011 04.00 |
böyle hikayeler hep devam etsin...
Saygılarımla.