Şehretmek ne kabil, kalbim evet, fakir!Ne vakit Sükunetin lahzasında nefeslensem Derlenen figanımla hemhal edip acziyetime versem Yalnızlığın sahrasında sessizce gesinsem, gözyaşımı serdetsem İçimi titreten Tenim ter içinde bu kadar bizar iken Hiç ses gelmez firkatten, yadımın nefes-i ülfetinden Gam nedense çekilmez sinemden, büyük dalgalar vurur birden Hasret figan Hayret ettiriyor geçmeyen zaman Ne şevkim var, ne sürur içimde vuslattı yaşatır hicran Hangi lahzada umut var, vuran sancılar bir ömür dağlar ey yar Kime derim Nasıl bir halin içinde inlerim Sabrı terennüm ederim, kanaatte burukluk ar neyleyim Kalbimin sahibine iltica ederim, hıçkırıklarımı sessizce söylerim Kalpte hicran Zihni derdest eden bin hüzünle zaman İçime buse koyan nasıl bir furkan, hasretin vicdanı kan Gözlerimden akıyor buhran,nefesimi dağlıyor beklediğim viran Ne söyledim Hangi vakitte bilmem üzülmeni diledim Niçin umman misali yüreğime hüzün ektin ve sukut ettin Şehrine malik olmadığım halin sevdasıyla artık bir divaneyim Kapın kapalı Kalbin nasıl bir umudun lahzasında saklı Vicdanın neden inşa etmez bir sancı, halin niçin esrarlı Umut nasıl dinmez bir acı, her lahzasında bekletiyor bu vicdanı Hiç ses yok Her an sineme saplanır gizlediğin her ok Sazın telinde, sazendenin vecdinde, hüzün akar kork Dile gelmeyen figanlar, yüreği dağlayan ağıtlar sahipsizliği yok Her nefes Ruhi ve kalbi olan herkes umuduyla yaşar Bahtın lehçesi ancak ilmin ve ihsanın farkıyla gönlü aralar İrade sahibi malikine teslim olmazsa şayet ey yar, figanlar yakar Zafiyet niye ar Vicdan sahibi hiç hesapsız yaşar mı yar Gönlün kitabı var, açık denizler misali hicranla ruha akar Akıl ve izan mizan için iradene bakar, hevesler ukte yaşatır heran Mustafa CİLASUN |