ZAMAN!
Ne güzeller eskittin sen koynunda,sonra da bırakıp bir köşe başında...
Seyretmek zevk verirdi,yıpratıp attıklarını aynanda. Ne ahlar aldın sen, güzelleri koynuna alıp, attığın çarkında. Sanma ki bu yaptıkların,yanına kâr kalacak. Boğulursun sen,kendini yalnız bıraktığın dünyanda. Nasıl geçtin,böyle delice nasıl ezdin çark içinde. Bakmaz mısın hey! sen,ezip geçtiklrini an içinde? Gözyaşlarına muhtaç ettiklerini,anmaz mısın?revan içinde. Donup kalmaz mısın,canlar yaktığın çark içinde? Ne /zaman/ vazgeçeceksin, bu çark işinden? Teker teker kıracağım bir gün, senin o acımasız çarkının dişlerini, Kırdıklarıma pas,kırıntılarına ise can vereceğim. Mutluluk çiçeklerimi ekeceğim,seni bırakıp ben vazgeçeceğim, Sanma ki gidişim zaferin olacak,mutluluk çiçeklerim solacak. Filizlenip tomurcuk açtığında çiçeklerim,işte o /zaman vuracağım. Sana her vurduğumda,koynuna alıp eskittiklerin de dönecek eski haline. Aman dilyeceksin sen,bense an içinde ezdiklerini sereceğim önüne. Gözyaşlarına muhtaç ettiklerini,anmaz mısın?şimdi kan revan içinde! Donup kalmaz mısın,canlar yaktığın çark içinde? Ne zaman vazgeçeceksin, söyle bakayım bu çark işinden?:) Mehmet hatip yılmaz |