Yangın umutların acısı ve dramatik sancısı!O kadar kolay mı? Akşamdan sabaha bir aşk var mı? Zaman anlatacak mı, nedametler başlayacak mı? Kim kimi anar? Yürekte dinmeyen hazin sancılar, Aklar ve karalar, bir bir tükeniyor solgun umutlar! Kimler, hangi nefesler Geçmedi söyler misin bu yoldan, Şayet sende aranan bir soluksan, korkuyla umutlan! Ruhi lekelere, Kalbi serzenişlerin hecelerine, Dinmeyen gözyaşlarında ki enginliğe sadece hüzünle! Ne dalganın, Ve nede denizde ki sağanağın, Akşamın kızıl ışıklarının, sinede yangın umutların acısı! Şafak eğer varsa, Kalbin için fevkalade inşirahsa, Nasibin halkasında, halde demlenen umutla ve hayrola! Her nefesin anı, Gençliğin devranında nükseden baharı, Sabır toprağındaki bereketlenen ufki sancıları bir düşün! Hayıflanmanın, Kime ne faydası olmuş sanki sökün, Her halin sahibi belliyse ve nasibince şekillenecekse sevin! Kaçamakların, Letafetlerinden bahsederler lakin Kalbin sahibinden habersiz nefesler bir hüccet değil sefiller! Emanetin rüknünken, Kalbi itminanlıktaki güzellikten azadeler, Ne kadar serilseler, bir o kadarda geğirseler yinede hederler! Çünkü nedensizler, Sadakatten fevkalade habersizler, Sadece sosyallikten söz ederler, oysaki ne kadar çok fakirler! Ne hazindir ki, Saçılmayı marifet telakki ederler, Utanmayı öteleyerek birde hilkatlerinde değişikliğe giderler! Mustafa CİLASUN |