Deyz'oğlu (Teyze oğlu) -3-Yaz” deyip, dokerdin, aha yazıyom, “Köy” dedi mi, içim buruk, Deyzoğlu… Yazıyom da, datlı candan, beziyom, Bu sıra mırığım, gırık Deyzoğlu… “Yeşerdiyim” diyom, gucüm yetmiyo, Golu-gomşu, el uzadıp, dutmuyo, Velhasılı, köyün, derdi bitmiyo, Olgorüp dutmuyo, dırık Deyzoğlu… Goçüp getti koyden, koyün yarısı, Ne çobanı galmış, ne de sürüsü, Kulağ asma, “Uluyol’dan” berisi, Ya çütlükcü ya da, Yörük Deyzoğlu… Her geçen gün, aradıyo yıl yılı, Bağ gomadı bozdu, “Kıpığın Ali”, Sürmeli sürmeli çiğdemle dolu, “Oküz yatağı nın”, doruk Deyzoğlu… Sanma burada her şey, yollu yolunda, Su çeken bulunmaz, helki golunda, Çüt sürecek, “Daşlıkların” çalında, Galmadı dabanı, yarık Deyzoğlu… Mis gibi gohmuyo yaşı yağmırı, Epey goresidik , garı çamırı, Ta.. şeherden getiriyok hamırı, Beş dene değarmen, duruk Deyzoğlu… Aradım da, bulamadım, gavalı, Sıçan kesmiş çulu, harhar çuvalı, Sorma bahcadaki, godek zuvalı, O senden benden de, arık Deyzoğlu… Ah o çam bardaklar, ardıç senekler, Laylon oldu şimdi, küpler çanaklar, Kurudu pınarlar, ören yunaklar, Makinede esbap, yuruk Deyzoğlu… Samanlıkda mahsun; anadut, dirgen, Dirakte asılı, o kendir urgan, Sayfi yapağıdan, gobüme yorgan, Yuklükte kilime, sarık Deyzoğlu… Ne tandır, ne yoha, ne yanıç, pezi, Arama davulu, heç sorma sazı, Bozlaklar haykıran, gıcılak mazı, Özüne kurt düşmüş, çürük Deyzoğlu… Eve televizyon, go’duk goyalı, Bitti çörek börek, yağlı mayalı, Dınnaklar oceli, dudak boyalı, Hanim oldu, “Süflü Ferik” Deyzoğlu… Kot pantol modası, bi’hayli duttu, Karıda, kızanda, ar, hâyâ bitti, Anam da yaşmağı, sıyırıp attı! Rağbete bineli, peruk Deyzoğlu! ! ! … Kostekli saatler, nerede galdı,? İşliğin yerini, ti’şörtler aldı, Korüklü cizmeler, müzelik oldu, Antiha sırımlı, çarık Deyzoğlu… Çokeliği, çömleklere, basardık, Eyvazları, hevek eder, asardık, Şınavat, şınavat, üzüm keserdik, Nasıldı unuttum, goruk Deyzoğlu… Gurbette sılayı, ararken sizler, Bulduk da bınıyok, burada bizler, Silkilecek galdı, ulu cevizler, Goşmada sokulu, sırık Deyzoğlu… Suda su kadrini, bilir mi balık? Malımız, mülkümüz, babadan kalık, Yukü gorür görmez, kirirse golük! . Ne yapsın, üç günlük, kurük Deyzoğlu? Tosbağ’lık tallıya, gırıştık durduk, Ekmedik, biçmedik, azdık, kudurduk! Kazığı kopardık, yuları kırdık! Çare midir bize, hörük Deyzoğlu? ... Yenide galmadı, eskinin dadı, Kedi aslan olmuş, aslan sa kedi, Mertliğin postunda, nâmertlik kadı, Şan ortada, sermeserik, Deyzoğlu… Şimdilik bu yanda, böyledir durum, Bundan son’asına, eh Allah kerim, “Esk’ekin” bağına, kavuştu “Çorum”, Galmadı gedene, karık Deyzoğlu… KURTOĞLU’M, “tevellüt eskidi” deyi, Kızlar “emmi” diyo, gelinler “dayı”! ! ! Havada dutardık, dunnayı, toyu, Ne dersin, olduk mu, moruk Deyzoğlu? ? ? ... Aşık Rifat KURTOĞLU............ÇORUM (Merhum Teyze oğlum Orhan Fikri SAĞLAM’a) (Söyleyiş biçimi yerel Çorum aksanıdır) |
hoş ve nice güzeldi,değerli kaleminizi canı gönülden kutlar
saygılar ve esenlikler dilerim..