İSTANBUL DAN KAÇIŞ GEMİSİ
bir martı çığlığı duyuluyor
istanbul’dan ayrılmak üzere olan bir iskandinav ülkesi gemisin’de herkes bir telaş içinde koşuşturmacalar başlıyor bir nefes daha çekip kaçarcasına gitme uğraşına giriyor bir çok kişi yanlızlık ürpertesini hissetmiş olmalı ki iskelede suskun galata kulesi de sultanahmet cami’i de sus pus vaziyeti almış durumdalar gidici bir yol haritası alaycı bir ingiliz gülüşü hakim gidecek olanın yüzünde belli ki mutlu olacaklarına inanmışlar bu denli depar atıp gitmelerine bakılırsa yanlarında ne olur ne olmaz hesabında kuru erzak bir kaç paket de maltepe sigarası almışlar gülümsüyorlar kaptanın siren sesini çalmasını bekliyorlar heyecanlı gözleriyle beyoğlu eşrafından oldukça da epey yolcusu var etiler,tarabya gibi lüks semtlerde geri kalır yanı yok hani hepsinin başında yazlık şapkası bikini takviyeli taytları ve güneş gözlükleri başlarında onlarda gülücükler saçarak binmekte gemiye nuh’un gemisine nazire yaparcasına da orda belki bulunmaz diye düşünülmüş bir kaç eş eminönü güvercini birkaç eş de beşiktaş martısı bindirmişler gemiye yaşlı bir nine de zoraki de olsa toprağını terk edecek olmanın burukluğuyla bir kavanoz içinde istanbul toprağı koymuş gözyaşlarını arkasına dökerekten biniyor rotası belirsiz gemiye küçükte bir direnişe şahit oluyor gözlerim küçük bir çocuk babamın mezarını bırakmam diye ağlıyor annesi üvey babası zorla bindiriyor zapdetmeye uğraştıkları çocuğu gemiye ve siren sesiiii oldukça yüksek bir basınçla yankılanıyor istanbulun sarp semtlerine doğru acele edin diyor bir seste gemi kalkıyor martılar balıklar güvercinlerde hep biranda acele ediyorlar istanbul dan kaçıyor lar geminin peşinden sürüklenip gidiyorlar |