HZ. MUHAMMED MUSTAFA (S.A.S)
HZ. MUHAMMED MUSTAFA (S.A.S)
İlklerin ilki, Ezellerin ezeli, Rahmet bahçesinin gülü fidanı, Yaratılmışların sebebi hikmeti, Âlemlere rahmet olarak gönderilen! Gaye insan, ufuk Peygamber! Sensin Ya Muhammed Mustafa!... Öğüt hazinelerinin, Kapısını açan! Yakut dudağından hakikât incileri saçan! Sevenlerin sevinci, Haya ipinde inci, Resuller zincirinde öncü, sensin Ya Muhammed Mustafa!.. Tüm zaman ve mekânları kuşatan, ….Bilgi, ilim, …..….İrfan sahibi!.... ………Ahlâk, …………Duygu, …….……..Sevgi pınarı! ……………..Şefkat, …………………Rahmet, ……………………Ve hidayet kaynağı! …………………………Hatem-ül Enbiya, Mahmud’u Asfiyasın, Ya Muhammet Mustafa!... Misilsiz sevgili, NUru, sonsuzu saran, varlığın nuru! RuHlar aleminin ilk ruhu, YarAtanın aşığı! KelâMullah’ın ışığı, AşılaMayan gaye insan. GüzellEr güzeli, MuhammeD Mustafa!..... Seninle alem tamam, Sen yoksan alem noksan, Alem seninle buldu can, Seninle duydu heyecan, Seni sevdi Yüce Yezdan! Ya Muhammed Mustafa!... İrfân semasında sensiz açmaz o güller, Seninle dile gelir, Seher vakti bülbüller! Seninle mutlu olur seni seven gönüller, Şefaatini bekler seni anan o diller, Ya Muhammed Mustafa!... Adıyla anılırsın, şahadette sen varsın, İlklerin ilkindeki, yaratılan ilk nursun! Hem âlemlere rahmet, hem Yaratan’a yarsın! Gönüllerde Sultansın, Ya Muhammed Mustafa. Ademden başlayarak, Beden, beden dolaştın! Nuh’la tufan, İbrahim’le har ateş, Musa’yla deniz aştın! İdris’le hülle biçtin, İsmail’le zemzem içtin! Hıra Nur tepesinde, Cebrail’ le buluştun! Sonsuzluğun sonunda, Kâbe Kavseyn’e, Hatta daha yakınına yanaştın, Arş’ın son katına ulaştın, Ya Muhammed Mustafa! Kâinatın sırrı insan. Âlem senle buldu can. Adın yazdı Yüce Yezdan! Sensin sırlar anahtarı, Sensin vahyin muhatabı! Habibimsin dedi Rahman,Ya Muhammed Mustafa. Aşk aynasında aşık, nurlu yüzünü görsün! Cemâlin gören gözler, cennet sefasın sürsün, Hak yolunun yolcusu, çöle düşen bir nursun! Ay sensin, güneş sensin, Ya Muhammed Mustafa!.. Varların Varı, Arşta varlığı!….. Varlık içinde Arş’ı!. Onun üstünde Nurunu yarattı, Ya Muhammed Mustafa! Felekler aşkınla dönüp durmakta, Her Ezan vaktinde gül kokulu avuçlara, Ruhların aynasına, aşığın sevdasına, Nur cemalin vurmakta!.. Sevenlerin sevgisi elbet sana varmakta! Ey sevgililer sevgilisi Ey Muhammed’en el Emin, Ey Mahmut, Ey Ahmet, Ey Muhammed Mustafa !... Cebrail’in "yanarım" dediği, Korkusundan geçmediği yerden, Çık da göklere koşarak geçiver yeniden! Yaratanla baş başa kaldığın o vuslat, o vefa, O ne muhteşem sefa...? Uzat, ışık salkımı ellerini gecelerime Ey göklerin ve yerin, Ve her ikisinin arasındakilerin sevgilisi Ya Muhammed Mustafa !... Bütün asırların nabzındaki karanfil, Yetimlerin yetimi, Sonsuzluğun ağzındaki dil, Medine’den yine yollara düş, Sensizlikten yanan yüreklerimize Doluver sebil, sebil... Ekvatoru dola beline, Bulutları düşür peşine, Medeniyetleri çıkar birer birer O mukaddes güneşine... Semalarda renk ve ses cümbüşü! Ufuklarda elvan elvan, Peygamber kuşağı!..... N’olursun rüyâlarıma gir! Gir n’olursun, hiç değilse bir defa! Ey Muhammed Mustafa!... Seni yazmak, Seni yaşamak seninle nefes almak! Şükür, Yaradan’a binlerce şükür! |
Sevgiler.