Kağıt gemiAylardan mor ve saat gri tonlarda Benimse rengim camgöbeği Kırılıp beyaza dönmenin kıyısındayım Bir balıkçının sayılmayan oltasındayım Uzun zaman oldu yolculuklarım yalnız Duraklarım kalabalık kuyruklardan ibaret Kimse yer kapma sevdasında değil Yerlerim umuma açık, biletsizim Böyle çekilmez elbet yol, sıkıcı Balıkçı bilir işin bir yelkene koy vermez Asılır küreğine, bildiği yere gider İşte öyle olmalı insan, kalk ulan dedim Doğru sahile indim, deniz iyi gelir bana Gerçi yosun yokmu yosun az fahişe değildir Kışkırtır adamı, olsun indim sahile Balıkçı gibi içgüdülerimle sürü kovalıyorum Ne zamandır arayıp duran bir kadın vardı İlle görüşelim, gel dedim görüşelim Rakı ısmarla dedi, olur dedim Gittik oturduk, sahilde salaş bir yer Belediyecilerden gizli satıyor rakıyı Çok dertli, kâğıt bardakta veriyor Maksat deniz değil mi, getir dedim Bir avuç denizi oracıkta içtim Ben aslında kâğıttan bir gemiydim Kalktık masadan işte şimdi gitmelisin Gidersen her şey güzel olur, gitmelisin Gitmem dedi seninle uyuyacağım Gemi dediysek kâğıttandı be güzelim Çok yara aldım, kırık dökük her yerim Su alıyorum aslında batmak var ya Yinede limana sığınıyorum Olsun dedi gidelim gittik geldik gittik Koca bir denizi orada ağlamışım Uyandığımda artık çoktan gitmişti Bense her zamanki gibi rüyaya saydım |
Oysa havalar da soğudu burda ha. Epeydir martıları da göremiyorum.
Bi iş havası, bi yaşamak telâşı, bi bi tuhaf bi şey bu, nefes al ver, ye iç,,, vs vs... Yok mu şu hayatın arkası, arka bahçesi, az vişne çalaydık be.