Geç kaldım,anlamadan yaşadım, ağladım!Oysa ne kadar yakındım Bir ömür refakatınla kuşandım, her vakit şefkattin Suskun halinle, sabra çekilmiş melalinle, umutlarını baharlaştırdın, yılmadın Ne söylesem ve hatta densizlik edip gönlünü kırmaya meyletsemde niye kırmazdın Solmayan gül misaliydin Her nazarında tebessüm etmeyi asla ihmal etmezsin İsteklerini çekinerek dile getirirdin, bin hüzün içinde ah etmeyen bir nefestin Ümidini hiç yitirmedin, her zaman müşfikliğinle gönlümde derin bir tefekkürdün Neden hiç anlamadım Anlamak için aklımı ve izanımı zorlamadım, naçardım Müşkilimde yanımdaydın, yalnızlığımda şevk bahşeden bir vicdandın Sanki feda olmak için farktır, kanaatinle ar-ı aşktın, sabrınla en latif bir sevdaydın Kalbin ne kadar naifti Ruhunun lisanından kal eden bir arif-i nefesti, edepti Hatalarımı hiç uyandırmadın, fırsat bilerek arkamdan da vurmadın Her vakit müşfikliğinle al-i cenaptın, hotrat halim için bahşedilmiş zarif bir ilaçtın Metanet halinde ardı Be nasıl bir afak ki, sinemin sefilliğinde ki şafaktı Aklım ve vicdanım için amahcup olmak için farktı, neden anlaşılmadı Bedbin halimin, hesapsız melalimin ızdırabında sanki bir şakaydı,kalbim ağladı Yüzünü hiç asmadın Küsmek için vesileler aramayan candın,ne fedakardın Bu kadar bereketli kalbin ikbaliydin, bahtım için kefildin, niye ihmal edildin Hangi yüzle sual etmeliyim, duyduğum mahcubiyeti hangi saikle kal eylemeliyim Sürurumun adresi Ruhumun hicran damlalarının bereketi olan mürebbiyesin Suskun halinle nekadar derin bir vicdan ile yüreğime seslenen nefessin Talim ettiren, edebi önceleyen, tefekkürün ziyadeliğini hissettiren nasıl kedersin Günlüğünü akudum Müthiş bir iç burukluğunu yaşamaktan hiç kurtulamadım Yıllara sari yazdıkların karşısında çok duygulandım, neden hiç anlatmadın Sen susarak anlatan, halinin derinliğinde yaşayan bir sevdanın farkında ki aktın Mustafa CİLASUN |