Gözlerinde ıslak bir ezgiSon şarkının Ne güftesiydi nede bestesiydi yitik kentin çocukları Tutunurdu Gözlerinde ıslak bir ezgi Sayıklanmış isimler fişlenirdi denizin gölgesinde Öyle bir sevdamı olur sabahsız gecelere inat Kimsenin bilmediği bir ağrı mıydı parmak uçların da Sökün beni benden Kaç milyon kere ölüneceksem ölürüm mavi ise Minik bir kız çocuğuydu işte kızıl saçlarında sardunya kokusu Çalmıştı korkuları geceden Parçalanmış umutlar büyürdü çocuk ellerin de Ne zordu paslanmış çeliğin önünde durmak Kaçak bir havariydi İbrahim’di Ne kadar basitti yaşadım derken Kaçaktı yüreğin uçurumlarda debelleşirken Bir kırtik sevinç kalırdı ölümle Dur Azıcık daha bekle gitme Ölüm tutunsa da gölgeme yamalı gülüşlerim dudağımda adını çoğaltıyorum Çalınmış kapıların arkası gardiyan Suçlar bizimi bekler sökülürken yıldızlar Üşürdü ay Pusu kurmuştu ihanetler kendi imliğine asılırken Yazık Oysaki Ne kadar da masumdunuz sarhoşluğunuz yüzünüzden düşerken Ayıldınız Gömleklerinize kan sıçrarken Unuttum kendimi yeniden doğururken anamın sancılı gülüşlerinde Hep aklıma gelir yeter be oğlum Vurulmakla yanmak ötesi mavi gibi bir şey Heyy Saat kaç Sesimi duyuyor musun? Belli ki beni benden başka duyan yok tabut da Yine mi satıldık Esrik dudaklara Mahir ULAŞ |
başarılı çalışma.